olmadı mı olmuyor işte :)

zamanın ne kadar çabuk akıp geçtiğini ben söylemekten bıktım ama zaman hızlı akmaktan bıkmadı. iki gün olmuş galiba yazı yazmayalı ama bana sanki yeni publish post demişim gibi geliyor ( abart eroy, abart nereye kadar gidecen bakalım :P ) salı günlerinin benim için bir önemi hala var ama artık ulaşılamayacak bir hayaldan öte değil.
elimi attığım herşeyde olduğu gibi bunda da bir aksilik, bir olay, bir ne bileyim işte sonuç olarak istediğimin olmaması durumu diye genel bir isim takayım ( ki tam uydu diyebilirim :) ) olmazsa olmaz. o yüzden en iyisi hayatı olduğu gibi akışına bırakmak. ne olacağını düşünmeye başladığım andan itibaren herşey ters gitmeye başlıyor. şu an olduğum nokta aslında tam olarak olmak istediğim yer mi? diye düşünüyorum ama bir karar veremiyorum. çünkü çok kararsız içinde yaşayan bir insanım ben :) seçenek sunulduğu andan itibaren kafamın içindeki 40 tilki kafeslerinden fırlıyor ama birbirleriyle en ufak bir çarpışma olmadan kafamın içinde koşuşturuyorlar. bir karar verdiğim andan itibaren ise bu sefer o 40 tilki diğer seçeneklerin peşinden koşmak için fırlıyor bu sefer kafesten. beş dakika oturun da kafamı bi dinleyeyim desem de beni pek takan yok :) onlar mı beni yönetiyor yoksa ben mi onları, bilemiyorum.