Live 4 it! Haftanın Klibi



Yaz bitiyor bugün. melankolik, romantik, yeni başlangıçların çokça yaşandığı eylül geliyor. Kocaman bir yaz geride kaldı. Her seferinde daha mı hızlı geçiyor anlamıyorum. Bu gerçek hayat mı yoksa herşey artık fanteziye mi kaçmaya başladı. Daha önce hayır dediklerimize şimdi onsuz asla diyoruz. Çok eğlenceli geçiyor hayat. Benden duymana şaşırdığını biliyorum ama hergün çok güzel. Tadını çıkarırken, oradan çok uzaklardaki düşüncelerden kurtulamıyorsun çoğu zaman orası ayrı olabilir. Neyse yaz bitiyor ve çok çok önemli zamanlar geldi. Live 4 it! Haftanın Klibi'nde Queen - Bohemian Rhapsody ile bizlerle. Onlardan ve bu şarkıdan daha iyisi aklıma gelmiyor.

Çok ilginç olacağına dair söz veriyorum. Gerisinde şarkıyla başbaşa bırakıyorum. İyi haftalar..

Eski Defterler

ben ne zaman herşeyi düzene koyuyorum artık desem. sonraki 3 ila 8 dakika arasındaki zamanda mutlaka birşey oluyor. hadi ilk anı kurtardım desem. o gün cehennemin kapıları açılıyor istediğim hiçbirşeyi yapamamam için herkes seferber oluyor. İşler ters gidebilme kapasitesini 3'e katlıyor. beni hayattan soğutana kadar herşey birbirini ardına geliyor. sonunda olan sahne. ya ben oynamıyorum artık dediğim sigara içer halde yatakta tavana bakarken son buluyor. allahım benden ne istiyorsun inan bana bilmiyorum. inan bana artık. herşeyi bir kenara bırakırsak geçen yıldan kalan bir defter buldum. edirnede olan herşey yazıyordu içinde. proje ile ilgili insanların telefon numaraları, geçtiğimiz tarlaların, yolların krokileri, can sıkıntısının her anını yansıtan saniyelerin yerini almış kelimeler -mutluluktan ve umuttan da bahsediyordu bazıları-, şirket hattı yüzünden kaybolmasın diye kenara yazılmış sevdiğim insanların numaraları da vardı. otel odasında geçirdiğim sıkıcı gecelerde yanımda olan insanların. kahve izleri vardı içinde. benimle uzak diyarlarda 2 ay orada yazıyordu.
o zamanlar yeniden biraraya geldiğimiz eski sevgilimin daha hiçbirşey yokken benim için ankarayı bir uçtan diğer uca geçmesi benim için harcadığı günü, hayatımın soundtrack'i olsa nasıl olur diye herbiri ayrı bir zamanı anlatan şarkı listesi de yapıyordum o gün. bazen boş düzlüklerin uzandığı manzara önünde oturup geleceğimi kurardım, ayçiçeklerin içinde kaybolup belirsizliğe doğru yolalmak hoşuma giderdi. rüzgar düzlükleri okşarken benim içimden de geçerdi. sena ve ben.. nasıl olacaktı? nereye gidecektik beraber?... 2. kez yapabilir miydik?... Sevgimden çok eminken çekip gider miydi tekrar? devam eden hayatın içinde sadece bunlar vardı. yazdığım kelimelerin her birinin içinde bunun gibi bir sürü soru yatıyordu.
köşeye bir yere yazdığım karalamayı okurken gülümsedim.
-gece kazısı 21:00'de kaçak olucak. bu gece jandarmadayız
-proje tehlikede
-işler duruyor
-soundtrack yapılacak
-sena'yı ara mutlu ol :)
-iş için ankara'ya tekrar gidilmesi gerek nasıl?
-blog için yeni tema
-sena'yı ara :)
-istanbul'a dönüş. legendary comeback!
-everything is gonna be allright
-sena sena sena miss you less see you more :) (bunları nasıl yazdım bilmiyorum, çocuk oluyorum bazen)
-jack daniels alınacak.
-kissess&cigarettes
neden böyle kopuk kopuk yazdığımın farkında değilim, aslında bazılarını hatırlamıyorum bile. defterin yapraklarını tek tek çevirdim, hepsini okudum.
sonra defteri çöpe attım.
geride hiçbirşey bırakmamak bazen en iyisi sanırım.
ben bir de şunu yazmıştım o zaman sanırım tarih sadece kendini tekrar ediyor başka da bir olayı yok. inanmıyorum da zaten hiçbirşeye artık. cehennemin kapıları ve kaynar sular kimin içinmiş görücez. ona da inanmıyorum aslında. herşeyi bir kenara bırakıp yazdığım yazı ile bitireyim o zaman.

İyi, kötü.. öyle birşey gibi

Hep birinin bana sahip olmasını istedim ama sıkıldığımızda bir kenara attığımız oyuncaklardan biri olabileceğimi hiç düşünmemiştim. Aslında hepsini ben hesapladım demiştim ama hata payının bu kadar çok olacağını da düşünmemiştim. Aslında aşkta düşünceye yer yok derken en büyük hatayı burada yaptığımı farkedeli de çok olmuyor. Aşık olmak için görmezden geldiklerim, gördüklerimin yanında ne kadar da fazlaymış. Yakında hava kararacak. Güneş batmadan evde olabilseydim keşke.. Ama evde olabilseydim bitmeyen maceranın ortasında nasıl kalacaktım ki? "Never ending story" gibi birşey bu. Tam da böyle rüzgarda savrulur gibi hem de.

Benim Ben No.6

powerpuff girls'ü seven, tanıyan, isimlerini ezbere sayan kız, benim gözümde etrafında ışık halesiyle görünür. taparım ben. istese hemen evlenirim bile. ama kek yapabiliyor olması şartı da var tabii ki. bi de birşey daha vardı çok olmasını istediğim ama onu unuttum bi türlü hatırlayamıyorum. onu hatırlayana kadar da kimseyle evlenmeyeceğim. hayatımın, rüyalarımın kızı olup olmadığını nasıl bilebilirim yoksa. değil mi? değil aslında ama öyle diyelim.

hayata dair birçok fikir verebilirim. aforizmalarla aklınızı karıştırıp sonrasında "sen delisin be!" demenize sebep olabileceğim gibi "eroy ben sana aşık oldum galiba" demenize de sebep olabilirim ama en kötüsü cevapsız bırakılan aramalarım. ben senden hoşlanmıyorum bebeğim bi dahaki sefere demek bu kadar zor olmamalı. her kızla sevgili olunmaz ki canım ;)

eskiden çok yaptığınız, artık yapmaz olduğunuz ve yaptığınız günleri özlediğiniz 3 şey nedir? çok merak ediyorum. yorum yazmaktan çekiniyorsanız bana mail de atabilirsiniz. bozkurteray@gmail.com beni merakta komayın. kimseye söylemiycem söz. isimsiz olarak yayınlıycam. istatistik çalışması.

bir kız eğer her kızdığında sevgilisini tırnaklarsa tabii ki evde kalır. erkekler hakkında konuşmuyorum. ne bileyim sevmiyorum erkekleri. rakip gibi görüyorum ;p beş tane sıkı dostum olsun geri kalan tüm erkekleri dünyadan silebiliriz ki rekabet etmeyi sevmeme rağmen üşenmekten zor nefes alıyorum bile denebilir bazen. ben çünkü amazon ülkesine kral olmak istiyorum. tek eşli yaşarım ben orda (kimi kandırıyorum ben de bilmiyorum ;p)

- eroy, yeni gördüm bunu feysbukta arkadaş atmış "sevdim de ne oldu efes pilsen zengin oldu" diye bi grup varmış hihi.. komik geldi bana
- ben de seni seviyorum.

kitap yazıyorum ben. bunu dedim mi bilmiyorum. çok acayip, hiç bilmediğim bir konuda. ilk defa mühendis gibi çalışmak zorundayım ki bunun düşüncesi bile beni yoruyor şu an. beni para kazanmak bırakan tüm herkese teşekkürlerimi sunuyorum. ne güzel evde oturucaktım ben.

Live 4 it! blogunu ne kadar geniş kitlelere yayarsanız beni o kadar mutlu edersiniz. evden çıkamayağım sabahlara kadar çalışacağım günlerde bana arkadaşlık edersiniz.

kahve içmeye çıkarım canım dışarı o kadar da değil.

Küba'ya yerleştiğimde çok güzel olacak herşey. bigün bu olacak hayaliyle yaşamak güzel :) ufak bir elektrikçi açıp dükkan önünde tüm gün kocaman bir puro ve esnaf arkadaşlarla tavla başında sohbet ederek yaşlanıcam ben..

Live 4 it! Haftanın Klibi



kişiliğinin ister istemez bir parçası olmuş bir şekilde paketten çıkartılan sigaranın yine eski günlerden kalan bir çakmakla ateşe verilmesi sanki bir ayin gibi bu anlarda. herşey değişir evet. bu da değişecektir birgün. çok fazla felsefeye girmeye de gerek yok çünkü ne sarhoşum ne de birini etkilemeye çalışıyorum şu an. olabildiğince basit olsun herşey. o zaman daha kolay oluyor değişim. daha acısız. eğlenceli kısmı da yok değil aslında.

özcan deniz kısmını atalım çünkü hayatta sevmediğim bi milyon şeyin ilk sıralarında geliyor. sebebini bilmiyorum ama öyle. ama pamela.. bitmeyen bir sevgim var ona karşı. ilk kez ankara'da biryerde çıktığı için ben hep ankaralı diye hatırlıyorum (ki değil ama benim için öyle banane, sanane ve en nihayetinde hepimizene). boş yere ağlama kalbini bağlama ankara kızlarına mı desem kendi kendime. ki ankarayı severim. tekrardan kalbim atar şekilde gidecek miyim acaba birgün..

Pamela-Fuat (Özcan Deniz'i saymıyorum bile çünkü ilk dinlediğimde onun da olacağını yeminle bilmiyordum.neyse) - Herşey Değişir ile bizlerle. Aslında ben bu şarkıyı ilk dinlediğimde 19 Temmuz'u kutluyordum. Çok ilginç birgün gerçekten.

Rock'n Coke'a gidişimi ilk planlarkenki benle o gün orda duran ben değişmişti. Yanımızda olacaklarla o gün olanlar da değişmişti tabii ki. O günü nasıl kutlayacaktık ki nasıl geçirdik herşey değişmişti. Bu şarkıyı ilk kez dinlerken orada olan eroy olmak istemezdiniz eminim ama çarklar dönüp beni buna getirmişti. Tanrım benimle böyle oynuyorsun ya elbet birgün ölücem o zaman hesaplaşacağız :) konuşmamızı tüm eski sevgililerimle görüşmekten bile daha çok iple çekiyorum. Aslında o ana bakınca bana tokat gibi ders veriyorsun ya ben anlamak istemiyorum. Ben yüce bir varlık değilim, bilgeliğimin, yeteneklerimin sınırları var.

Birkez daha tebrik ediyorum ki ders güzeldi. O an çalan müzik, yanımda arkadaşlarımızın sevgili olalım diye buluşturduğun kız, aslında bu konuda biraz hayalkırıklığına uğradım ama neyse beni en çok etkileyen kadın pamela ordaydı ya vereceği her ders güzeldi. Hayal değil mi mutlu olmak? Hadi canım sen de.. Ona bir şans tanıyınca. Hayat mutluluğu herkese verir. 3 öğün yemek 5 öğün dayak gibi bir rutinle bazen.

Ben aslında burada duymuştum (Bulduğum en güzel görüntü bu ne yazık ki HD yayına geçemedim henüz. Neyse en azından biri televizyondan da olsa çekmiş sağolsun varolsun. Bir de özcan yok orda dikkatinizi çekerim tekrar ;p).

Çalan müzikle kendimi pamelaya adama hissi, hiç tanımadığım biriyle elele tutuşup aralarından geçtiğimiz insanların arasından tüm engelleri aşıp durduğum güzel yerde müzikle mutlu olmak, kimse ile sonrasının olmasını istemediğini anlamak, hepimize yeter mutluluk. Benim için hayaldi ama. Benim elinden tutup omzumda konseri izlemek istediğim insan pamela'nın diyarlarında uzaklardaydı.

Ben hala o andan almam gereken dersi almadığım için telefona sarılmadım değil. Şarkı sözlerini anlamamışım hala. Gerçi herşeyi bir kenara bırakırsam güzel birgündü sadece aşk hayatı adına kötü birgün. Yoksa eğlenmek dersen her anın tadını çıkarıyorum ben hala :) Linkinpark'ı görmek güzeldi ama ben Cartel için gittim :)

Basit basit basit.. Aklımı başıma alıcam söz. Benim henüz tanışmadığım bir sevgilim var oralarda bir yerlerde şu an. Hadi gidelim mutluluğa.. Ya da lütfen sen gel ben burdayım söz :)

Tatlı sözleriyle mutlu olun. Ben her sözün farkındayım ve söylüyorum içten içe. Hepsini okuyan herkese söylüyorum aslında. Ben yazarken farkında olduğum hayat derslerini düşünürken size iyi bir hafta diliyorum. Yarın görüşürüz.. (Bu kez söz ;) ).

Live 4 it! Haftanın Klibi


Live 4 it! Haftanın Klibi'nde The Cardigans - My Favourite Game ile bizlerle.. Uzun bir aranın ardından aralıksız bir Live 4 it!...

Yarışı da geride bıraktıktan sonra tekrar eve döndüm ve sonunda birkaç günü yalnız geçirme fırsatım oldu. Bunu da insanların arasına karışıp, birazını da uyumakla geçirdim. Herşeye yeniden yeniden ve yine yeniden başlamak için güzel bir zaman.

Bir kez daha en sevdiğim şeyde başarısız olmak mı yoksa bundan aldığım zevkle vakit geçirirken aklımın başıma dank! diye çarpması mı bilmiyorum. Ama şimdi iyiyim :) çok güzel bir hayatım var ve mutsuzum ama iyiyim. Güzel çünkü.

Her seferinde yeniden başlamaya pek alışkınken şimdi biraz daha farklı kuralların geçerliliğinde gidiyor herşey. Ne aradığımı neyi istediğimi biliyorum. Sağa sola çarpa çarpa gittiğim yolların hepsinin sonunda biryerlere tosladım. Kaybetmek mi hoşuma gidiyor yoksa ya kazanırsam ümidi ile körükörüne koşmak mı tartışılır. Ama yaptıklarımın çok azı bir yerlere varırken ben hala bir yerlere toslamamışım gibi yoluma devam ediyorum. Kaybettikçe daha da güçlenip, çarptıkça daha da hızlanıyorum. Daha da kendimi kaybedip, kendimi daha iyi tanıyorum. Hepsinin sonunda ise ben bundan zevk alıyorum. Şimdi bunu nasıl kullanacağımı biliyorum. Yeni kartlarımla yeni bir oyun. Hehehe :) cidden pis bir gülümseme ile hayatın zevkini çıkarıyorum. Ama mutsuzum. Eksiğim çünkü. Sevişmekten mutlu olmamak gibi. Eureka! Kendimi buluyorum bazen.

Ne olursa olsun sonunda bunu yapacak gücü buluyorsun. Pardon.. Sen bulamazsın ben sana nasıl bulacağını gösterdim aslında. Belki bulabilirsin. Bilmiyorum. Pek de umursamıyorum. Umursadıkça daha da acınıyorum. Ne diyeceğim hakkında bi fikrim yok. Böyle durumlarda en güzeli aklına gelen herşeyi söylemek aslında sonradan pişmanlıkla söylediklerini açıklamak daha zevkli. Başta düşünerek geçireceğim süreyi sonra kendimi açıklayıp olanları düzeltmeye çalışmakla geçirmek daha maceralı oluyor. O yüzden kaybediyorum ya. Bu yüzden zevk alıyorum kendimden. Yine kendimi kaybedip sonra bulunca mutlu oluyorum. Dayanılmaz zevkli bir kısır döngüde yaşamak mutlu ediyor kısa kısa. Ne yapacağımı biliyorum ben. Büyüdüm de geldim yeniden. Her yıl bu zamanlarda büyüyüp, geri kalan zamanı kendimi yiyip bitirmeye adadım.

Küba'ya gitmeden önce yapacağım son şey olan çölü arabayla gidip motorsikletle dönmek. Burdaki gibi sıcak başıma vurmazsa kendimi kaybetmezsem geri kalan zamanımı mutlu geçireceğim gibi bir his var ama bakalım. Yarın görüşürüz..

Live 4 it! Haftanın Klibi


Herşey birbirine girdi. geceler gündüzler. zamandan bağımsız biryerde yaşıyorum. ayak uydurmak güç aslında. şimdi yarış zamanı. bugün izmir'e gidiyorum. haftaya pazar günkü finale kadar izmir'de 3 yıldır peşinde takıldığım arabaların arasında en büyük eğlencemin içine dalıyorum. haftalar oldu herşey birbirine karışalı. şimdi yarışmak istiyorum. uzun zamandır bunu istiyorum. her seferinde de devam edecek.. görüşeceğiz.. seviyorum herkesi aslında göründüğüm kadar uzak değilim.