Chronicles: Ockham's Razor - Part II

Ockham'ın usturası bir an bile bileğinden ayrılmıyor. gitgide daha çok tenine girmeye çalışıyor. küçük kan damlacıkları, o soğuk çeliğin üzerinden sonsuz bir boşluğa damlıyor. dipsiz bir kuyuya yolculuğa çıkan ruhunun küçük parçaları karanlıkta kayboluyor. hep hata olarak gördüklerini tekrarlamaktan yorulduğun anlarda geri çeliyor.. biraz olsun nefes alıyorsun. işte evet tek kurtuluş bu diyorsun. aynı şeyleri tekrarlarken kaybolan ruhunun parçaları nerelerdedir? kim bilebilir ki.. arkasında iz bırakmadan kaybolup gittiler karanlık sonsuzlukta. derinlerde bir yerde hatayı sorguluyor düşünceler. hepsi birbirine girmiş.. sonsuz sessizlikte birbirlerine bağırıyorlar. sonsuz karanlıkta birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlar. soğuk çelikten yansıyan ışık sonsuzluğu deliyor.. karar veriyorsun.. evet! aynı hataları tekrar yapmamak için. bu defa ustura kalbine değiyor. soğuk çelik damarlarının içinde dolaşıyor sanki. ockham'ın ikileminde o soğuk çeliğin yansımasında görebiliyorsun bunu kimin yaptığını.. kendi elinin yansıması herşeyi bastırıyor sonsuzluğun içerisinde..

yakalambaç

şimdi bişey yerken boğazıma takılsa bir fındık, direkt harikalar diyarına gideceğim gerçeği hayattan soğutuyor beni. böyle düşününce kalp acısı, eski sevgili, iş hayatı,.. gereksiz lan. bir sigarayla geçiştirdiğim otobüs durağındaki beklemeler kadar gereksiz. vapurlar var hayata anlam katan ama o var. var işte. biyerden yakalıyor seni..

başlangıç

başlangıç

şu ana kadar yaptığım her şey yanlıştı.. iyi bir başlangıç noktası belki ama onca yanlışın bedeli ne olacak? tam da gecenin en kör anında uyanıp da sevgiliniz yanınızda yattığını görüp mutlu olduğunuz anlarda hayat güzeldir. gerisinde hayat boktan. peki.. hayatı güzel kılan o ise senin varlığının ne önemi var ki? tekil ve boktan olabilir ama hayat bazen hiç yaşanmasa daha güzel oluyor. eskisi gibi değilim dediğin anda öleli belki de birkaç yıl oluyor.. ölümden sonra yaşam var mı? diye sorduğunda aslında cevap kendin oluyorsun. içinden akıp giden düşüncelerin içinde ne zaman ne de ölüm durdurabiliyor seni. kendi gözlerinin içine baktığında gördüğün tek kelime seni sürüklüyor.