Chronicles: Ockham's Razor - Part II

Ockham'ın usturası bir an bile bileğinden ayrılmıyor. gitgide daha çok tenine girmeye çalışıyor. küçük kan damlacıkları, o soğuk çeliğin üzerinden sonsuz bir boşluğa damlıyor. dipsiz bir kuyuya yolculuğa çıkan ruhunun küçük parçaları karanlıkta kayboluyor. hep hata olarak gördüklerini tekrarlamaktan yorulduğun anlarda geri çeliyor.. biraz olsun nefes alıyorsun. işte evet tek kurtuluş bu diyorsun. aynı şeyleri tekrarlarken kaybolan ruhunun parçaları nerelerdedir? kim bilebilir ki.. arkasında iz bırakmadan kaybolup gittiler karanlık sonsuzlukta. derinlerde bir yerde hatayı sorguluyor düşünceler. hepsi birbirine girmiş.. sonsuz sessizlikte birbirlerine bağırıyorlar. sonsuz karanlıkta birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlar. soğuk çelikten yansıyan ışık sonsuzluğu deliyor.. karar veriyorsun.. evet! aynı hataları tekrar yapmamak için. bu defa ustura kalbine değiyor. soğuk çelik damarlarının içinde dolaşıyor sanki. ockham'ın ikileminde o soğuk çeliğin yansımasında görebiliyorsun bunu kimin yaptığını.. kendi elinin yansıması herşeyi bastırıyor sonsuzluğun içerisinde..