dönüş

hayatımın hiçbir döneminde bu kadar üşengeç bir dönem yaşadım mı bilmiyorum ama nasıl ki kertenkele, sincap, dağ kurdu, nil timsahı :) ... vs türlü türlü hayvanlar kış uykusuna yatıyorsa ben de yaz uykusuna yattım sanırım :)
siteyi de o kadar boşlamışım ki yerimlerine girince amaneyyy! benim de bi blog um vardı di mi? :P dedim. blog yarışması için de oy kullanmadım daha, hayat enerjisi dedikleri şey böyle bişey işte bitti mi bitiyo. neyse ben en iyisi kendimi biraz şarja koyayım da ilgileneyim geride bıraktığım herşeyle
amanıın efsane geri mi dönüyor :P

birçok şey hakkında :)

Dan Brown ismi artık kitabından önde gider oldu. Da Vinci şifresiyle ün yaptı ama bence diğer kitapları Da Vinci den daha güzel. Ben bu saatte niye böyle bir başlık açıp yazı yazmaya koyuldum onu da anlamadım :) böylesine uzun sürecek bir yazıya tam da yatmaya hazırlanırken başlamak intihar olur :P
Bence bu şekilde saçmalamak beynin yorgunluktan vücudu kontrol edememesiyle ortaya çıkıyo. Ama eğer ben şu an bu durumdaysam böyle bir tespit ne kadar sağlıklı olur o da ayrı bir ceviz kabuğu programı konusu :)
oky nin beni sobelediği yemek röportajını yaptım fakat bitirmeye az kala yanlışlıkla sildim ( grrrrr! ) fakat ben bu röportajı yaptıktan sonra sobeleyecek kimse tanımıyorum ( oky yi tekrar sobelesem :) ama ebe olan bi daha ebelenemiyo herhal :) ) henüz sobelenmemiş blogcu arkadaşlar varsa ben onları memnuniyetle sobelerim :)

isim değişikliği :)

keşke adım Tony Montana El Diablo olsa (Giafranco Tomy Malezzoli Cooper da olabilir ) gerçi tam da ispanyol çete lideri ismi oldu :) ama olsun naapalım idare ederiz artık :P

sıcak, çok sıcak, daha da sıcak olucaak. -hayııırr!!

Bu kadar sıcaklık hayır alamet midir bilinmez ama biraz daha sürerse bu sıcaklar, ben okula sadece üzerimde sadece deniz şortumla gidecem :) ( en fazla evden köşebaşına kadar gidebilirim, o da millet görüp de Anaaa! adam delirmiş hadi bunu bakırköy'e yatıralım diyene kadar :) ) bu havada otobüsler mülteci taşıyan gemiler gibi, en iyisi metro ve tramvay. Böyle devam ederse okula da gitmeyecem eziyet oluyo resmen bana :P
En iyisi evde oturmak :P tavsiye ediyorum hepinize :)

ton ton ton Ailton...

Ailton'u gördükten sonra ben de futbola başlamaya karar verdim. Bonservisim elimde tüm tekliflere açığım :)

floresan kılıç :)

Jedi academy oynamayı çok özleediiimmmm! O kıran kırana ışın kılıcı dövüşleri( artık ışın kılıcı da kalkmıştı, tamamen lighting üzerinden oynanan bi oyun olmuştu ama olsun :) kimse elini kılıca uzatmadan önce lighting'e basıyodu. etraf sürekli yıldırımlı ve gök gürültülü :), ışıklı ve her daim parlaktı :) )
huleeynn ışın kılıcında duel yapabilecek varsa çıksın karşıma!! :)

kol kola

e mail'ime haftada en az bir kere kola içerseniz şööle olur, yok kola pas bile sökecek kadar asit değeri taşıyor, ... vs vs
Peki bunlar sprite, fanta, yedigün, fruko, için de geçerli mi? Eğer onlar için de geçerliyse neden onların ismini de maile eklemiyolar?
Sözüm burdan kola karşıtlarına. yıllarca bize kolayı öcü gibi gösterdiniz, fakat fruko ve fanta da zararli olsa da kola koladır :P
Yine de kola zararlıdır kardeşim, fazla içmeyin.

sınav mı? yapma be abi!

Yaz kış sınava girebilme özelliği taşıyan benim yarın yaz okulundaki ikinci sınavım var ama her sınavdan önce sınava çalışmamayı adet haline getirdim ve bu sınav için de değişen bişey yok, olmuyo çalışamıyorum kardeşim artık, hafızam doldu herhal :)

sezon açılışı



Bugün ilk hazırlık maçımız var( sonunda yani! ben dedim acaba hiç hazırlık maçı yapmadan lige başlayan ilk ve tek takım mı olacaz diye düşün düşün kafayı yiyor insan :) ) geçen sezondan bu yana neler değiştiğini merak ediyorum. Acaba Alex de birgün koşacak mı? Tuncay ne zaman saçlarını kesecek? Aurelio 5000 metre erkeklerde Türkiye adına yarışmalara katılsa olimpiyat madalyası alır mı?...
Neyse izleyip görecez. Allah'ım ne olur bu sene de şampiyon olalım, gerisi gelir elbet... :)

19/07



Bugün Dünya Fenerbahçeliler Günü!( neden içimde bi mutluluk var şimdi anladım :) ama ben yine de kahvenin etkisi hafife almayayım :) ) 19:07 de kutlayacağımız bugünümüz tüm fenerlilere armağan olsun.
oleey oley oley oley şampiyooon feneeer!!!

hayırdır inşallah hey!

ahahahahhaha bugün ayrı bir mutluluk var içimde yani durup dururken gülmeye başlıyorum gülmekten gözümden yaş geliyo nerdeyse :)) ne bileyim ayrı bir his, bir neşe, bir ne bileyim kızgın kumlardan serin sulara atlamışlık, bir peynir görmüş farelik, solucan görmüş civcivlik, ot görmüş koyunluk hissi var içimde ne oluyo bilmiyorum; belki de biraz sonra içimden kapooaavvvv diye alien çıkacak, ama ona bile gülerim şu an.
sanırım cevap fazla kahve! o kadar kafein alınca vucüt sersemliyo herhal :))

yalnızlık zor zanaat

Sanırım şu sıralar bi kız arkadaşım olsa fena olmaz hani; bütün gün gündüzleri, FM manager 05 akşamları, GTA San Andreas geceleri de, Ogame oynuyorum. Yaşım da ilerliyo evde kalacam :))

bu mudur şimdi?

Yüzeyi çok iyi şekilde ( hayvani derecede düz yani :) ) düzeltilmiş iki metal nesne birbirine değdirilirse, birbirine yapışır. Bunu sağlayan magnetizma da değil, sadece yüzeyleri çok çok düzgün bir şekilde düzleştirilmeli. Hakkatten çok ilginç, insan yaşadıkça öğreniyor canım :) :P
İnsan buna bi örnek verir di mi? Diyenler olacaktır haklılardır, ( neden haklı oldukları polemiğine girmeyelim :) ) örnek; Ölçü Lokmaları.

sweet smell of victory



Gün geldi ve ogame'de gelmiş geçmiş en şanlı zaferimi kazandım! Bu oyun bi yerden sonra kabak tadı verip bağımlılıktan başka bi anlam taşımasa da, seviyorum işte var mı diyeceğinnn :)
Savaşın ardından muzaffer filomu Star Wars müzikleri( imperial march ) eşliğinde karşıladım. :)
Allah'ım ne boş işlerle uğraşıyoruuumm :)
ama yine de may the force be with us!

the art of being different



Türkçesi "farklı olma sanatı" olan bu fotoğraf fotokritik maceramın ikinci fotoğrafı. Aslında fotoğrafçılığa aslında ne kadar meraklıymışım da haberim yokmuş. Efin püfün fotoğrafını çekip bunu bir sanat eserine çevirmeye çalışmak gibi saçma sapan bir hastalık başladı bende.
Bu fotoğrafı kadim dostum oky'ye armağan ediyorum :)
İlerde taksim'de bir sergi açıp tüm fotoğraflarımı sevgili fotoğrafseverlerle buluşturacağım :P :)
Şimdi aklıma geldi de bizim orda güvercinseverler ve yetiştirenler derneği diye biyer vardı. Mekan aslında kahveydi ama ismi karizmatik olsun diye bu yolu seçmişti oranın sahibi. İnsanlar bazen bi garip oluyo, garipliğin sınırlarını zorluyo gerçekten :)

band of brothers



Türkçesi Kardeşler Takımı olan bu diziyi kaç kişi izlemiştir bilmiyorum ama steven spielberg ve tom hanks'in içinde bulunduğu bir proje asla kaçırılmamalı.
Uzun zaman önce yayınlanan ve birkeç kez daha baştan sona tekrar edilip, sonra da tozlu raflara kaldırılan bir dizi.
Bence sinema tarihinin en güzel dizisi. Her bölümü başlı başına bir film gibiydi ve hiçbir kusuru yoktu.
Konusu ise easy bölüğünün Normandiya çıkarmasından (D-Day) 2. dünya savaşının (ww2) sonuna kadar macerası.
Mekanlar, kostümler, atmosfer, hepsi ama hepsi mükemmelin de ötesi (yani savaşı canlı çeksen bu kadar olmaz :) ) Bi ara oyun sektörünü ele geçiren ww2 oyunlarıyla beraber bu dizi beni bi süre ww2 dünyasında yaşattı( oyunlarda insan kendini kaptırıyo. Misal: saldırı sırasında bilgisayar başında savaş çığlıkları atmak, vurulduğunda sanki gerçekten vurulmuş gibi kendini sandalyeden atmak ,... )
Şimdi Amerikan askerlerine karşı genel anlamda bir tepki olduğundan belki tekrar göstermiyolardır diziyi, belki de seneye tekrar gösterirler.( zaten vcd si ve dvd si filan var ama televizyon daha farklı benim gözümde )
WW2 gelmiş geçmiş en büyük savaş ve yıkım ve sanırım tek olumlu yönü insanlığın gelişmesini, bilim ve teknolojide ilerlemesini bir anda görülmemiş bir ivmeye ulaştırmasıydı.

big in capeen by guano apes

Big In Japan

Winter's city-side
Crystal bits of snowflakes all around my head and in the wind
I had no illusions
That I'd ever find a glimpse of summer's heat-waves in your eyes

You did what you did to me, now it's history I see
Here's my comeback on the road again
Things will happen while they can
I will wait here for my man tonight, it's easy when you're big in Japan

You're big in Japan
You're big in Japan
You're big in Japan
It's when
You're big in Japan, then I'll sleep by your side all through the night
Big in Japan, it's easy to be

Neon on my skin
Passing silhouettes of strange illuminated mannequins
Shall I stay here at the zoo
Or shall I go and change my point of view for other ugly scenes
You did what you did to me, now it's history I see
Things will happen while they can
I will wait here for my man tonight, it's easy when you're big in Japan

You're big in Japan
You're big in Japan
You're big in Japan
It's when
You're big in Japan, then I'll sleep by your side all through the night
Big in Japan, it's easy to be

Too late, too late

You're big in Japan
You're big in Japan
You're big in Japan
It's when
You're big in Japan, then I'll sleep by your side all through the night
Big in Japan, it's easy to be

You're big in Japan, then I'll sleep by your side all through the night
Big in Japan, it's easy to be

You're big in Japan
You're big in Japan
You're big in Japan
It's when
You're big in Japan

falan felan oldum! episode II

Gün gelir de "falan felan oldum yani! " cümlesini duyarsam bünyem bunu kaldıramaz :) Bugün burda hala hayattaysam bunu hala kulağımla ( canlı performans olarak :) ) bu cümleyi duymamış olmama borçluyum.

falan felan oldum! episode I

Tüm bu duygu yoğunluğunun :) içinde aklıma geldi ve söylemeden geçemedim. Allah aşkına şu "filan" kelimesine "felan" diyenleri uyaralım, uyarılara kulak asmayanalara karşı ateş serbest :)
Cinnet noktasına geldim, "felan" kelimesini duyduğum an beynimdeki hücreler zonkluyo, başıma ağrılar giriyo, ... türlü türlü şey oluyo işte.
Bir örnekle açıklayalım:

eray:
Slm nbr?
karşımdaki kişi: merhaba, nasıl olsun işte okul felan ...( felan kelimesinden sonra olayın kahramanının bişey hatırlamasını beklemeyin çünkü o sırada beyin faaliyetleri durmuş oluyo :P )
eray:( grrrrr! içimden tabii :) ) Pardon ne dedin?

Belki biraz acımasız konuştum :) ama etmeyin eylemeyin yaaauuv ilerleyin yaaauuv :)
Lütfen bu maili listenizdeki herkese forwardlayın :P ehehehehhehe
Şaka bir yana filan'a felan demeyin...

big in capeen by alphaville

Big in Japan
Winter?s cityside
Crystal bits of snowflakes all around my head and in the wind
I had no illusions
That I?d ever find a glimps of summer?s heatwaves in your eyes
You did what you did to me, now it?s history I see
Here?s my comeback on the road again
Things will happen while they can
I will wait here for my man tonight, it?s easy when your big in japan

When your big in japan, tonight
Big in japan, be tight, big in japan where the eastern sea?s so blue
Big in japan, alright, pay, then I?ll sleep by your side
Things are easy when you?re big in japan, when you?re big in japan

Neon on my naked skin
Passing silhouettes of strange illuminated mannequins
Shall I stay here at the zoo
Or shall I go and change my point of view for other ugly scenes
You did what you did to me, now it?s history I see...
Things will happen while they can
I will wait here for my man tonight, it?s easy when you?re big in japan

Sözlerdeki derinlik, ifade ettikleri, sırf bu şarkı ( ve anime filmler) yüzünden gidip japonyaya yerleşesim var. ( belki samuray filan bile olurum :) )

Alphaville vs Guano Apes

big in japan şarkısını acaba alfavil'den daha iyi kimse yapabilir mi ( tövbe de! :P ) diye düşünürkene bir de baktım ki Guano Apes'in big in japan'i orjinalinden daha da güzelmiş de benim haberim yokmuş meğer. Ama alfavil'in big in japan'inin girişi daha iyi, fakat guano apes'i dinlerken sözler daha kolay anlaşılıyor. Ama alfavil şarkının anlamını ve duygusallığını daha iyi veriyor, guano apes daha bi coşturuyo ...
bu şekilde yazmaya devam etsem sayfalar dolacak. 80'ler müziğini seven ey dostlar hangisi daha iyi?( hayatın anlamı nedir? desem daha kolay bir soru olurdu :) )
En iyisi hüzünlüyken ( ki beni hiç böyle göreniniz var mı? ama alfavil dinledim mi hüzünlenirim kardeşim :) ) alfavil, sinirliyken guano apes. ( bak nasıl da çözdüm hemen aferin :P )

elektrik mühendisliğinde son nokta

Devre teorisi dersinde elektrikler kesilmişti, hoca da tepegözle ders işliyodu. Zaten izbe biyerde olan laboratuar karanlığa gömülmüştü. o kadar elektrik mühendisi aynı yerde ve orda elektrikler yok! Gelmiyo elektrikler. Tam da hoca dersi bırakacak derken get uppaa! Diye gelen elektriğe acaba daha önce aynı anda o kadar kişi tarafından hiç küfür edilmişmiydi bilmiyorum.
Ama o gün bişey öğrendim bilim herşeyin önüne geçemiyo :P

sezon açılışı :)



Yeni sezonu da açıyoruz yarın :) ilk sınavıma çıkacağım. İyi şans dileklerinizi eksik etmeyin.
may the force be with me :)

uyu uyu yat uyu

Saat 2 ve ben hala uyuyamadım aha da 4 saat sonra kalkıp okula gidecem 9 saat üst üste ders var ertesi gün sınav var. Biri bana ninni söyleyebilir mi? :) ( ciddiyim, şaka yapmıyorum :P)

who let the dogs out?

Ben o kadar dağınık oldum ki, artık ben bile tahammül edemiyorum kendime. Bazı sabahlar okula gitmek için hazırlanırken o kadar koşturuyorum ve karmaşaya düşüyorum ki aslında ne yaptığımı neden ve niçin okula gittiğimi bile unutuyorum. ( bence yavaş yavaş bunamaya başladım :) )
Ve sanırım yine başlık ve yazı arasında alakasızlık had safhaya ulaştı :)

tatil biteeer, biter biter ağlarım



Tatil rüyası çabuk bitti ve geri döndüm İstanbul hep bıraktığım gibi durmaya devam ediyo ( bu cümleden ne anladım ben şimdi? :P )
Şu yazı burda haftalarca dursun hatta sitenin logosu yapayım da tatile gideyim haftalarca yazı yazmayayım çok istiyorum.
Ama sabah 6 da kalkıp okula gidecem :( Şu okul bittiğinde eğer işsiz kalırsam kökünden yakacam okulu :P
Neyse artık ders vakti, perşembe sınav var.

ne olacak bu fenerin hali?

Transfer için adı ortaya atılan tüm futbolcuları yalanlayan fener yönetimi acaba kimi alacak? Güney amerika'da adam kalmadı ismi ortaya atılacak, deneme yalanlama yöntemiyle bulacaz artık tüm lisanslı futbolcuları sayalım elbet biri doğru çıkar :)
İsmi sır gibi saklanan bu futbolcu ( neredeyse kendi bile bilmeyecek transferi :) ) kimse Allah aşkına çıksın da "o benim !" desin yoksa hakkatten cinnetin eşiğindeyim grrrr..
Belki de yönetim transfer yapmayacak, üstüne yatacaklar olayın " ismini sır gibi sakladığımız futbolcunun adını unuttuk neyse bu yıl da transfer olmasın :P" ehehehehe çok komik olurdu. Traftarlar yönetimi fifa'ya şikayet ediyo transfer yapmadılar diye :)
Neyse artık gelsin yeni transferimiz meraktan çatlayacaz.
( Aslında orta sahaya benim gibi çok koşan, pres yapan, sahada basmadık yer bırakmayan :P biri lazım tekliflere açığım :) )

the art of being alone


Yanlızlık da bir sanattır.( Güzel sanatlara girer mi acaba? ) Sanırım ben bu konuda çok yetenekli bir sanatçıyım :)

ogame, bugame, şugame, şubuo(?)

Şuna karar verdim ogame bir oyun değil zararlı bir alışkanlık. Başından kalkmam için doğal bir afet veya çok geçerli sebepler olması gerekli yoksa yok imkanı yok ( ne biçim cümle oldu şimdi bu? :P )

ben geri döndüm :P

Yok yok bu bilgisayarda bişey var uzak kalamıyorum bu meretten. Güzel bir haftasonu geçirdikten sonra eve dönerken tek isteğim bilgisayarın sağ salim yerinde duruyo olmasıydı :)
Güneş altında en fazla 45 saniye ( biraz abarttım herhal :) ) durabilen ben bu sefer biraz az sayılabilecek yanıklarımdan yayılan hafif sızıya rağmen yine de yazımı yazayım da içim rahat etsin diye oturdum bilgisayara.
Tatil hakkında nefret ettiğim tek şey güneşte yanmak. En son şöyle güneşte yatıp bronz olayım dediğim zaman 3. derece yanıkla doktora gitmiştim, o günden sonra asla güneş altında 10 dakikadan fazla yatmadım.( benim ki de ayrı manyaklık işte :) )

tatil

Haftasonu hiç yazı yazamayacağım ( Tamam bu kadar üzülmenize gerek yok :D geri döndüğümde açığı kapatırız ;) )
Yaz geldi daha ayağımı suya sokamadım derken, bu hafta sınavların başlayacağını öğrenince geçirdiğim travmayı atlatmak için haftasonu denize gideyim dedim. ( iyi ki demişim ağzıma sağlık :) )
Deniz deniz deniz tek isteğim biraz yüzmek Allah'ım sen denizleri bu haftasonu dalgasız kıl lütfeeen...
Sağ salim dönersem :P yeniden yazılarıma devam ederim :))

tripod



Bir an dedim ki acaba benim evdeki tripod da bi gün canlanıp bana saldırır mı? Zaten filmde ödüm patlamıştı. Sonra dedim ki eğer ben tripoduma iyi bakarsam yemeğini suyunu eksik etmezsem bana bişey yapmaz. (Paranoyaklıkla beraber sanırım yavaş yavaş kafayı sıyırma belirtileri de baş gösteriyo ben de :) ) Ama filmdeki tripodlara da benzemiyo değil (profilden bakınca)
Zaten pek bi küçük olan tripodum canlansa ne olur canlanmasa ne olur diyerek bu korkudan kurtulmaya çalışıyorum. :)

alemlerin cengi 2

War of the Worlds ile ilgili şu noktayı anlatmamışım ( Bana burda " filmi anlatıyorsun, filmi izlemeyenler var filme gitmelerine gerek kalmayacak yakında sen herşeyi anlatacan herhalde" diyenleriniz vardır mutlak :) filme gitmeyenlerden özür dilerim. Onlar bunları filme gittikten sonra okusunlar :P)
Filmde yer verilen güzel bir nokta da bazı amerikalıların terör korkusu olmuş. Koca tripod şehri basıyor, çocuklar hala "bunu teröristler mi yaptı?" diyor. Nerden geldiler sorusuna verdiği cevap da "Avrupa'mı?" Spielberg boşuna Spielberg değil bunu her filminde kanıtlıyor (Bence de böyle devam etsin bir spielberg filmi her zaman gelmiyo sinemalara :) )
İnsanların panik anında saçmalamaları, aralarında yayılan dedikoduları da güzel yansıtmış.
Her açıdan öv öv bitmez bir film (sonu biraz da mantıklı olaydı al sana gelmiş geçmiş engüzel film). Giden arkadaşlar da yorumlarını eksik etmesinler.

gaz caz hazz

Karın ağrım hala geçmeden yazayım dedim, İstanbul Caz Festivali'nin reklamını görenlerin bir çoğu da benimle aynı duyguyu paylaşmışlardır.puahahahah hala gülüyorum, bu kadar mı komik olur bir festival reklamı... Bu reklamı Düşünüp de yapana benden koca bir aferin
( Bu arada başlıkla yazı da pek bi alakasız oldu, olsun :P )

cihanların harbi



Türkçesi cihanların harbi(sanırım bu osmanlıcası oldu :) ) olan war of the worlds filmine gittim ve gördüm nihayet.
Şunu itiraf etmeliyim ki daha önce hiçbir filmde bu kadar dehşete düşmemiştim. Spielberg bu filmde normal insanları yansıtacağım demişti ve dediğini de fazlasıyla yapmış. Mükemmel bir film olmuş insanların korkusu, dehşeti, kriz anındaki paniği, bencilliği hepsini mükemmel yansıtmış. Film, bilim kurgunun içine dramı harika bir şekilde yerleştirmiş (Tom Cruise'un oyunculuğu da tabii ki muhteşem).Sesler de filme ayrı bir gerilim eklemiş o tripodların sesi hala kulağımda( brrrr! içim irkildi. Aniden filmdeki sahneleri hatırladım.)
Eksik yanı yok mu? Olmaz mı, tabii ki var birincisi küçük kız çok bağırıyo :) filmin başlarında öyle bağırıyor ki bi ara kalkıp iki tokat çakasım geldi :P. Bir film hatasını da söylemeden geçmeyeyim, filmin başında tüm elektrikli aletler(hatta saatler, arabalar bile) durduktan sonra nasıl oluyo da ordaki adam elinde kamera çekim yapıyor, arkada bir başkası fotoğraf çekiyor?(sanırım bu hatalarından dolayı olsa gerek filmde ilk ölen kameralı adam oldu :) )
Half life 2'yi oynayan arkadaşlar filmdeki tripodları hemen tanıyacaklardır, sanırım Spielberg de HL2'yi çok beğenmiş olacak ki ordaki tripodların nerdeyse aynısı koymuş filme.Ve filmin sonu çok kötü olmuş, yani o yaratıklar o kadar hazırlık yapmışlar da bizim atmosferimizi, terliksi hayvanlarımızı hiç araştırmamışlar mı?( ya bana bunlarla gelmeyim yaauv ilerleyin yaaauuuv!)
Filmin sonunda uzaylıların neden yok olduklarını söylerken verdiği mesaj da güzeldi.
Genel olarak konuşmak gerekirse filmin sonu hariç(çok da kötü demiyorum ama filmin geneline bakıldığında biraz sönük kalıyo), gerisi muhteşem bir filmdi. Herkes gitmeli görmeli gibi klişelerin efendisi :) bir sözle yazımı bitireyim...

hayal & hüsran

Yazın getirdiği rehavetten olsa gerek odadaki çalışma masasını tavan arasına (birleşik mi yoksa ayrı mı yazılıyor çok merak ediyorum, ama bir cevap bulamıyorum bunalıma girdim yardıımm!) kaldırdıktan sonra(Masayı kaldırdım iyi hoş da yaz okulunun derslerini nerde çalışacam şimdi bilemiyorum. Ama tek bildiğim o masayı tekrar aşağı indirmek çok zor olacak, çok bel ağrısı çekecem.) odada yaklaşık 45 metrekarelik bir boş alan iskana açıldı. Tam da oraya acaba bir kiracı mı alsam diye zengin olma hayalleri kurarken, kardeşim masanın ordan alınmasıyla önü açılan camı farketmeyip camdan aşağı yuvarlanayazınca gecem zehir oldu(masayı tekrar aşağı indirmek farz oldu. Mazallah bi misafir gelir hoop aşağı düşer, gerçi çok da komik olurdu :) ama neeeyse...).
Dedim, ya oraya alacağım kiracı veya bir misafir öyle yanlışlıkla aşağı yuvarlansa halim ne olurdu?(Ne olacak tüm haber bültenlerine sırayla çıkardım ehehehehe hatta ünlü olurdum kaset yapardım, dizi çekerdim, bilahire bi sürü şey yapardım işte.) Böylece zengin olma hayallerim kardeşimin tek hareketiyle yok oldu.(Alacağın olsun kardeşim bu bana yapılır mı be? Hatta dur ne alacağı esas bana borcun olsun! :P)

deep impact



Allah'ım bugün o kadar mutluyum ki! Sonunda filmler gerçek oldu ve ilk göktaşımızı vurduk.(Gerisi de gelir inşallah :) )
Gerçi göktaşına, şükür ki bişey olmadı(vurulunca bir anlık şok geçirmiş o kadar). Ama eğer bu göktaşı gider de annesine babasına 'Bana dünyalılar vurdu. Beni öldürmeye çalıştılar' derse nice olur halimiz merak ediyorum. Gidip o koca göktaşlarına çocuğunuzu ilim irfan için vurduk dersek(ben gidip demem başkası gitsin), yakın zamanda biz de dinozorların yanına gideriz(Acaba dinozorlar da bizim kadar gelişti ve bizim gibi böyle göktaşına taş atıp kaçtılar sonra anne babası gelip dünyayı yok mu etti? Bu da benim teorim :) ).
Artık televizyona çıkıp da dünyaya 2000 bilmem kaç yılında meteor çarpacak hepimiz ölecez diyenler avuçlarını afiyetle yalasınlar. (Çünkü bir değil bir kaç tane çarpacak :P) O kadar kolay değil, artık biz de filmlerdeki gibi havada vururuz göktaşını nabeeer...
İnsanlar nelerle uğraşıyolar işte sen git göktaşını rahatsız et, sonra da göktaşı faciası konulu 10'larca film yap. Bi de bu göktaşı bizim dünyamızla ilgili bilgi verecekmiş.(yaauv ilerleyin yaauuv)
Neyse adamların bi bildiği olmasa o kadar para harcayıp uğraşmazlardı. (ya da uğraşırlar mı? :) )
Dünyamızı sevelim, onu iç (küresel ısınma ,nükleer savaş...falan filan) ve dış (meteor, uzaylı istilası)tehditlere karşı koruyalım, korumayanları uyaralım :)

formula 1, 2, 3 tıp!

Geçen yarışın (ya da kepazelik mi desem? Demiyim hadi :) ) ardından bugün Fransa'da Manyikur (ben bööle yazıyorum banane :P)' da yarış var. Allah'ım sen Schumacher'e yardım et, hızını bol eyle, tekerleklerine zeval verme de yüzümüz bugün gülsün, dosta düşmana göstersin gerçek 1. kim (o kim, kimi raikonnen değil!! Bilmem ne zamiri :) )
neyse yarış başlasın ben de susayım :)

tesadüf, tamam da bu kadar mı olur?

Tam oturdum insanlığın tarihi anlarından biri hakkında engin bir yazı yazacakken, çat telefon annemi soruyolar annem buyrun benim diyo ve karşıdan gelen söz 'başınız sağolsun babanız vefat etti' tabii bunun neresi niye yazıyosun manyak mısın diye sorular aklınızda birikmişkene işin haber boyutu aslında arayanın annemle aynı isimde başka birini arıyo olması ve tesadüfe biz çıkıyoruz (amaneeeyy yuh bu kadar mı benzer!!) neyse annem dedemle görüşüp içimizi rahatlattıktan sonra hemen komplo teorileri ortaya atıldı (bizim milletçe içimiz kötü kardeşim :P ) bunun acaba bir şaka mı, bir aldatmaca mı, bir hisseli harikalar kumpanyası gösterisi mi olduğu merak konusu oldu.
Neyse hayat işte ne olacağı belli değil, güler misin ağlar mısın belli değil... Bence hepimiz gülüp eğlenelim :)

bahar temizligi



Originally uploaded by eroy.
Akşam otururken, birden kafama saksı düşmüşçesine bir irkilme, kafamda bir karıncalanma oldu(birden inme indi zannettim, meğer aklıma bir fikir gelmiş :) )birden dedim ki,madem bu bilgisayarın kasasının kapağını açmama servisteki adam olur raporu verdi(garanti güme gitmesin diye arkasındaki fişleri bile ellemiyodum :P ) bi açayım da temizleyeyim şu kasanın içini.
Büyük bir özenle açtım kapağın içini gördüğümde bilgisayarın bozulmasına şaşmadım hatta bunca zamandır nasıl oldu da patlayıp bir faciaya yol açmadı diye de kendi kendime bir soru sordum (cevabını tabii ki alamadım). Bu kadar toz, toprak, kir, pas, karınca(yok artık onu salladım) nasıl olup da birikmiş bunun içine. Püfff diye üflememle geçici bir nefes darlığı, baş dönmesi ve etrafın toz bulutu kaplanıp kum fırtınası oluşması gibi doğal afetlerle uğraştıktan sonra bilgisayar kasası içinin nasıl temizlendiğini unuttuğumu da anlamış oldum.(boğazımın için tozdan dolayı sanırım çamur deryası olmuştur o kadar toz yutmak adamı sağ bırakmaz herhal ama en iyi çözüm soğuk bir bardak su içip gerisini kadere bırakmak)
Elektrik süpürgesi ve kulak çöpü yardımıyla imkansızı başarıp içini dışını bal dök bandıra bandıra ye kadar temiz bir duruma getirdikten sonra içim rahat etti, artık rahat uyuyabilirdim.
Ama hala oyun açamıyo işte içindeki kart temizledikten sonra 16'ya çıkmıyo ki! Bu da demek ki eşşeği yıkasan temizlesen eşşek yine eşşek.
Bu da bana yine yeni yepyeni bir tecrübe olup gitti...

buhranlı bir dönemin ardından...

İki gün bilgisayarsız geçirmek farklı bir deneyim oldu diyebilirim(fetret devri gibi bişeydi). Önce kendi kendime konuşmaya başladım, sonra acayip bir fotoğraf sevdası başladı ama bilgisayar olmadan fotoğrafları iyi göremiyodum ve bu da bana bilgisayarsızlığı hatırlattığı için foto sevdasından vazgeçtim, bugüne kadar yapmak isteyip de yapmaya vakit bulamadığım şeylere yöneldim. Kendime daha çok vakit ayırdım, ailemle daha çok vakit geçirdim, kitap okudum, güzel sanatlarla ilgilendim, pozitif bilimlere yöneldim, kısacası kendime geldim, dünyam değişti. Meğer bilgisayar ne kadar da kısıtlıyormuş bir günümü. Artık herşeye daha farklı bakıyodum ki, aha da bi yerden fason da olsa ekran kartı bulup bilgisayara oturdum. Sanırım sağlıklı düşünmek, dünyaya başka gözle bakmak, güzel sanatlar, pozitif bilimler bana göre değil :)

back to 8's

Yukarıdaki başlığı okuyan herkes bu yazının müzik hakkında olacağını sanıp(back to 80's değil özellikle back to 8's yazdım), bu cümleyi okuduktan hayal kırıklığına rahatlıkla uğrayabilir hatta bi çayını içip iki çift laf edebilir :)
Neyse bu sinir bozucu geyikten sonra asıl benim sinirimi bozan olayı anlatayım bilgisayarım bozuldu! Ekran kartım tırtladı. Tam iki günü bilgisayarsız geçirdikten (ve tam da gözlerim yeniden sağlığına kavuşmaya hazırlanırken) bugün öğrendim ki 10 gün daha bilgisayarsızım! (inanın 10 gün lafını ilk duyduğum an, isyanım uçan kuşa misali çığlıklar atıp ağlamak istedim ama bunun bir fayda getirmeyeceği hatta faydasından çok zararı dokunacağı düşüncesi beni susturdu. ) Ekran kartımı yaşlı gözlerle geride bırakırken ben nerden, nasıl bulurum ödünç ekran kartı dedim, bu bozuk para değil ki herkeste olsun (2 mb lık bile olsa yeterdi bilgisayarı açsın yeterdi. o kadar çaresizdim işte :( )
Ama babamın bilgisayar firmasında çalışan bir arkadaşı bana şu an kullandığım 8 mb'lık ekran kartını(başka zaman olsa yüzüne bakmazdım 8 mb ne ki? ahahaha işlemcinin cache nerdeyse o kadar ama işte insan ne oldum değil ne olacağım demeli ) getirdiği an bir ebeveyn olmanın ne kadar sorumluluk istediğini aha da şimdi anladım.
Yine de 8 mb'ı küçümsemiyorum bilgisayarımı açtı ya internete girdim ya sizlerle bu anı paylaştım ya ya ya .... diye gider işte şimdi çook mutluyum Allah kimseyi bilgisayarından uzak etmesin :)