bir zamanlar Live 4 it!
zaten ölmek de bi garip bi daha gelmiyosun filan..
previously on Live 4 it!..
live together & die alone
meraba blog! bak işte yine bir yıl bitiyor. benim 22. seninse yaklaşık 1,5. yılın olacak. hatta tam 1,5 olacak. 1. yıl şenliklerinin üstünden 6 ay geçmiş aman yarab! daha dün gibi sanki. neyse zamanın nasıl hızlı geçtiğini biliyoruz zaten senle bu konuyu yediyüzseksenbeşbin defa konuşmuşuzdur herhalde. zaten 22 yaşıma basıcam yakında off ya.. 17 yaşında olsam ne güzel olurdu. ya da şu okula tam başladığım tarihte olsam. yeni bir yıla girerken eskiye bakma şimdi diyor olabilirsin. haklısın aslında. birşeyi farkettim bak blog benimle ilgili tüm konularda benim karşımdaki insan genelde haklı oluyor. ben birşey diyemiyorum ya hani hep karşı tarafların haklı olmasını kabul ediyorum ama olan herşeyin bir sebebi vardır diyorum ve tüm bu olaylara birer ders gözüyle bakıyorum ama artık dersler bitsin değil mi? ben öğrenmem gereken herşeyi öğrendim kuzum. teori kısmını bitirdim artık uygulama kısmına geçelim. bak ne dinliyorum biliyor musun şimdi linkinpark' tan bir şarkı. kahretsin ya ben bunu öss' ye hazırlanırken dinliyodum. o zamanlar 5510' um vardı. hmm bak gel seninle biraz flashback yapalım.. lost' taki gibi ya da kanıt peşinde' de olduğu gibi. hazırsan yeni bir yıla başlamadan önce biraz geçmişten bahsedelim. hani ölmeden önceki kısa film şeridinin ana teması olan hayat hikayemin parçalarından oluşan daha kısa bir film yapalım. aklıma gelen ilk anıdan başlayayım ama sanırım aklıma ilk gelenlerden en çok sevdiğimi seçicem kusura bakmazsın umarım ;P 7 saniye ver düşünmek için..yeşil kazak! evet yeşil kazaktan başlayayım. bir kıza ulaşmak için önce yakışıklı görünmenin en önemli faktör olduğunu anladığım zamandan. kişilik mühim değil önemli olan dış görünüş. C21 diye bir markanın yeşil renkli polar bir kazağıydı. pahalıydı ama önemli değildi. önemli olan dış görünüş. bir insanla karşılaştığımızda en çok dikkat ettiğimiz olay dış görünüş değil mi? konuşmaya başlamadan önceki en önemli olgu görüntü. iç güzellik önemli ama dış güzelliğin tadı daha bir başkadır değil mi? güzel bir kız düşün yanında da çirkin bir erkek. ilk tepki ne olurdu? ikisi birbirine yakışmıyor! ruhsal olarak ne kadar yakın olduklarının hiç ama hiç önemi yok. uzaktan baktığında nasıl göründüğü önemli. o yüzden yeterince iyi görünmüyosan baştan kaybettin kuzum seni çıkış kapısına alalım.
linkinpark! işte kuzum ya en sağlam kısıma geldik. lise yıllarımdan unutamadığım bir kuple. linkinpark, metallica, marilyn manson. oky sayesinde tanıştığım metal ve yabancı rock sevdasının marilyn manson' dan sonra en sevdiğim kısmı. ama sema' yı etkilemek için linkinpark dinlemek yetmiyordu. daha fazlası gerekliydi.
sema! işte modern eroy' un yaratıcısı. şebnem ferah' ı andıran görüntüsü ve çilleriyle eroy' un kalbinde yer etmiş, hatta bırak yer etmeyi yerle bir etmiş diyelim. eroy' la ne yapacağına karar veremediği için onu peşinden sürüklemiş ve sonunda başka bir şehre göç etmiş güzel bir kız. aslında dershane günlüklerini bir açsam sana blog hani nerdeyse hepsi sema ile doludur. beni peşinden sürükleyen her kız aslında bana çok farklı yetenekler kazandırdı. hepsine öpücüklerimi yolluyorum ve teşekkürlerimi sunuyorum. hiçbir zaman ulaşamadığım tüm platonik aşklar bana birşeyler verdi aslında vermedikleri tek şey onların sevgisiydi. ama şimdi sizi değil kendi ilişkimi düşünmek zorundayım çünkü bardağımı elimden düşürmek istemiyorum. geçmişte kalan tüm insanlar birer hayalet benim için. ölümü kabullenmek yaşamaktan çok daha kolay.
ben bunları yazarken yalnızım blog. evde tek başıma oturuyorum. ve bilmiyorum blog. neyi bilmiyorum peki? bilmiyorum işte içimde boşluk var ve kendimi bir türlü düzeltemiyorum. bitse de gitsem diyorum. baksana saddam idam edilmiş. sabah otobüste giderken bir dükkanın vitrinindeki televizyonda gördüm adamın son anlarını. o an anlamıştım o olduğunu da ne yapabilirim, benim hayatım devam ediyordu tıpkı milyarca insan gibi, bazılarımız o an ölüyordu bazıları ise doğuyordu. dünyanın ölümlere ve doğumlara karşı bu umursamaz tavrı beni sinir ediyor. doğa ana için hiçbirşeyin önemi yok o nasıl olsa yolunu buluyor düzelmenin onun zamanı sonsuz nasıl olsa benim gibi birkaç on yılla sınırla bir hayatı yok. ben bu süre içinde neler yaşıyorum sen biliyor musun? doğa ana sen nasıl oluyor da bu kadar rahatsın ya! ben ne kadar uğraşırsam sana zarar vermek için sen buna katlanıyorsun ve sonunda yine sen kazanıyorsun. zaman sorunun yok yine başıma vurma ölümlü olduğumu. zaten yarın gece 00:00 da büyük çoğunluğumuz neşeli bir şekilde amaçsızca eğleniyor olacak ve zaman, ben yine sana karşı duramayacağımı bile bile birşeyler yazıyor olucam. ben mutsuzum belki ama ben ne ilkim ne de sonuncu. insanoğlunun bu zavallı duygusunu sen bile yok edemiyosun ya sana gülüyorum işte. ben eroy' un senden tüm kötü hissedenler adına aldığı intikamıyım. ve biliyosun di mi söz uçar yazı kalır. bir şekilde sana karşı durma imkanım var. sen istediğin kadar binlerle milyonlarla ifade edilen sayılara ulaş sen benim sonsuzluğumun ölçüsünü gösteren basit sayılardan ve kabullerden meydana geliyorsun. ve ben kendimi topladığımda sana karşı direnmeye devam edicem şimdi tek isteğim yatmak. sessiz ve yalnız karanlıkta uyumak.. hiç kimsenin onu sevmediğini düşünerek bileklerini kesen bir zavallı gibi uyumak. uyanmazsam da birgün tekrar görüşücez..
Çağrı :
http://gndm.blogspot.com/2007/06/sze-gerek-yok.html
Sshhhtttt..Tugla mugla yollamam..Ölmek filan yok, döverim! :D
>özgür
duyarlılığın için teşekkürler abi
>tugce
bu zaten eski bi yazı kuzum. nostalji amaçlı eski yazılardan koyuyorum. şu an bi yere gittiğim yok ;) ama dövmek konusuna gelince biliyosun değişiyo herşey ;P
Aynı duyarlılığı sizden de bekliyoruz Eray Bey :)
misafir ol gel bana börekler açarım sna. yatak yorgan var ama tekrar uyanmak şartıyla.
>özgür
hmm.. duyarlılık önemli bi erdem tabii
>eysean
geliyorum bak o zaman ;) sonra kapıda skandal yaratma ;P