God doesn't believe in me

Bir önceki yazı yazıldığı günü o kadar güzel anlatmış ki daha üzerine yazı yazamadım. Bilerek yarım bırakmadığımı söyleyip, güzel fikir bulmuş aferin diyen sevgili okurlara bunun tamamen ters giden olayların sonucunda ortaya çıkan bir fenomen olduğunu belirtip aldığım övgüleri şans eseri ortaya çıkan olaylar sonucunda olduğunu belirteyim Böyle de dürüst bir insanım ben işte :) Zaten seni etkileyen herşeyin tamamen doğal olmasını istiyorum. Yapmadığım birşeyi yaptım diye gösterip seni etkileyecekse varsın olmasın diyim..

Öyle birgün işte. Ben yazının yayınlandığını bile anlamadım. Kendi kendine yayınlamış. Neyse olayları baştan anlatırsam daha az kafa karıştırıcı olacak. Zaten Lost yeterince kafamızı karıştıracak bugün ben de üstünüze gelmeyeyim.

Bazı günler olur ya böyle hiç yataktan kalkmış olmamayı dilediğiniz. Bunu değişik bir şekilde yorumlayıp. Bazı günler olur ya keşke anne babanızın "Biz böyle bir dünyaya çocuk getirmeyi istemiyoruz" demesini dilediğiniz ve hiç doğmamış olmayı dilediğiniz. (Bak bu daha güzel oldu bence hem ben buldum o yüzden daha güzel :) ) Çarşamba günüm baştan sona talihsiz serüvenler dizisi tadında akarken bari ben blog yazayım biraz rahatlayayım derken laptopun klavyesi de bozulunca bilgisayar sapıttı ve kaşla göz arasında yazıyı da yayınladı. Daha fazla söz etmek istemiyorum o günden hatta bugüne kadar geçen zamandan. "yeter, acaba sıradaki ne olacak,.." gibi cümlelerden pek bir sıkıldım. Ama içim pek bir karışık o yüzden saçmalıyorum yer yer. "Olmaz hayatım bugün başım ağrıyor.." tarzı bir bahanenin arkasına sığınıp tekrar kıvrılayım bir köşeye.

"Ben tanrıya inanıyorum ama o bana inanmıyor." diyip uyursam en azından bugünü geride bırakmış olurum.

Carmina Burana'ya gitmek isterken hiç yer olmadığını da öğrenince bu serinin bir süre devam edeceğini anladım. Naapalım artık başa gelen çekilir diyelim.

Yine de herşeyi bir kenara bırakalım. Haftasonu geldi. Bir Vodka-Martini "shaken not stirred.." James Bond'u ezelden beridir sevmişimdir zaten. Bir de aşağıdaki reklamı ve müziğini ilk görüşten beridir severim. Lakin binboa'ya ilk günden beri kanım ısınmadı. (Özel ismini bile küçük harfle yazdım o kadar sevmiyorum görün :) ) Yüzdelik dilime dikkat etmek gerek :)


  1. Comment by Emir Bey on 20:27  

    küçük harf konusunu ben de hep yapıyorum sevmediğim her türlü özel ismi ısrarla küçük harfle yazıyorum çok banel hatta çok genelsiniz demek namına !

  2. Comment by Adsız on 11:50  

    doğalına kurban canım benim. bu son lanetli çarşambamız olsun:):)

    zsa aka extra kuzu

  3. Comment by Hanife on 22:24  

    Carmina Burana,vuuuuuvvv:))

  4. Comment by eroy on 14:52  

    >emir bey
    katılmadan edemiyorum beyim ;)

    >extra kuzum ;)
    umarım ;) hem cuma çok güzel birgündü ;)

    >hanife
    izlememiş olmak o kadar canımı sıktı ki anlatamam. izliycem ama mutlaka önümüzdeki kısa zaman içinde :)