Bir sen, bir ben, bir de böcek..

Hayatta korktuğum 3 şey varsa bunların 2'si böcektir. Korkmaktan ziyade iğrenmek gibi birşey ama ne yalan söyleyeyim ürtücü hayvanlar vesselam(velev ki ürtücü olsunlar ehehe ;p). Yıllar öncesinde oky bana demişti ki ateşböceği düşmana 100 derecede asit tükürebilir. Höylöylöy!.. Sakin olmak gerekir. O zamandan beridir "sen hiç ateşböceği gördün mü?" sorusuna "benden uzak olsun ne ben onu ne de o beni görsün" cevabımla piyasaya sürülen böcek korkumun yeni hali tüm büyük marketlerde ve yetkili satıcılarda.

Geçen yaz değil de bir önceki yaz Davutpaşa kampüsümüzde tenis oynarken, hatta deniz kenarına yayılmış morslar gibi sereserpe oturmazken, bir "ben de Federer gibi olucam lan!" (ki hiç sevmem kendisini. Biz Nadal'cıyız birader) deyu deyu güneşin altında can siperane backhand, forehand, fifteen ov, deuce çalışırken kolumu, hatta tam da açık konuşmak gerekirse ki kapalı konuşmayı sevmem ne öyle birşey saklamak nedir kardeşim ayıptır. Hayatta sevmediğim 3 şeyden 1'i, 2'si de böyle konuşmak ve konuşanlardır. Tam da bileğimi bir böcek ısırmıştı. Yarım dünya şeklinde şişen bileğim beni çok korkutmuştu. Davutpaşa dediğimiz de zor bir coğrafya. Mezopotamya, ortadoğu gibi olmasa da bir Himalaya veya Sahra Çölü tadında. Fangorn Ormanı tadında daha iyi olur. Hala bir izi kaldı bir nebze. Çok bekledim örümcek adam olur muyum diye, çok da merak ettim ne ısırdı diye zira o şartlarda kolumu ısırabiliyorsa yani kolumu sağa sola savurup, koşup, atlarken. O böcek yarın öbür gün olmadı haftaya dünyayı ele geçirebilir. Neyse ben giderim adım kalır dostlar beni hatırlasın der gibi ısırdı ve gitti. Geride izi kaldı. İşte bunlar böyle birikiyo birikiyo anı oluyor. Bir de en çok örümcekten irkilirim. Nefret ettiğim bir şeye dönüşebilirdim. Sanki bugüne kadar hiç yapmadığım iş..

Dünyanın sonunu getirse getirse böcük dediğimiz böcekler getirecektir. Makinelerin bizi ele geçirebileceğine inanmıyorum. Yani gibi... Bir dart makinesi var Beşiktaş'ta çokça oturmaya alıştığımız yerde yeni karşılaştık. Biz konuşurken ilginç zamanlarda ses çıkarıyordu sanki o da bir tepki vermeye çalışıyor "beni de alın aranıza.." diye çırpınıyordu. Sonra kendisine ilgi gösterdik ama bizden para istemesi de ayıptı. Hem aramıza girmek istiyor hem de bunun için para talep ediyordu. İlerde dünyayı ele geçirecekler ya şimdiden ekonomik altyapılarını hazırlıyorlar. Ne yaparsa yapsın parasını atmadın mı, fişini çektin mi zararsız oluyorlar. velev ki zararlı olsunlar :)

Matrix tarzı bir olay yaşanacaksa dünyada bunu insan yapar. Makine o kadar kötü olamaz. Hissiz duygusuz şerefsizler belki ama sonuçta sebep ve sonuçlara dayalı düz mantıkla hareket ediyorlar. Bulanık mantık diye bir konu var bir bilgim yok ama ismi çok çekici. Bir ayça, bir seçil, bir didem, bir avril gibi duyunca kulağa hoş gelen isimler. Zaten bu konular ne zaman apaçık bir mantığa yer verdi ki. velev ki versin :)


Yani bu böcükler şimdiki boylarının 3-4 katı değilde bir 10x zoom hali büyük olsunlar. Nasıl başederiz ey kapitalist düzenin yozlaştırdığı gençlik? (ve seçim meydanlarına iner bir görüntü çizer eroy..) Hiç alakası yok. Böyle sivri cümleler kullanıp okuyanı şaşırtarak güldürme çabasındayım. Mizah dergilerindeki gibi birinden kötü bahsederken sonuna rospu çocuu.. gibi yazmak eda ve nidasıyla. Öyle işte. Biraz keyifsizim o yüzden kendim kendime eğleniyorum.


Bir de böcüklerin sayısı sonsuz gibi birşey. Dünyada hergün nice nadide tür sona ererken, güzelim kaplanlardan bile 3-5 bin tane kalmışken nasıl oluyor da bunlar her zaman her yerde en büyük fener diye toplanan taraftar grupları kalabalığından bile kat be kat fazla sayıda bulunuyorlar. Hele ki o kadar böcek ilaçları varken ve bu kadar insanların nefret ettiği bir varlıkken. Ne bileyim bir balina, bir aslan-kaplan-leopar gibi kedigiller, bir kelaynak gibi hayvanlar sevimli bir görüntü çizerken ve bu kadar sempatikken habire soyları kazınıyor da bu rospu çocukları heryerde. Demek ki esas pislik biziz. Böcük bir işimize yaramadığından, para etmediğinden soyunu kurutmuyoruz. Aksine hepsi bitmesin ki böcek ilaçları yok satsın. Hepimiz çocuğuz olm.. ehehe acı gerçek ;p İnsanoğlu dediğimiz şey güzel olan herbirşeyi bozacak illa ki. Velev ki öbür tarafta büyük dayak var bize. Bence ölüp ölüp diriliyoruz gibi bir his var içimde ama dur bakalım. Diğer türlü haksızlık olur lan.

Dünyanın sonunu getirecek adam da sabah akşam testere soundracklerini dinleyerek olaya motive oluyordu gibi geliyor bana. Bir de çok klasik müzik dinleyen adam da çekineceksin arkadaş.

Sevelim, sevilelim ama sevdiklerimize zarar vermeyelim. Bu haftada bir susam sokkaağının sonuna geldik sevgili okurlar.

  1. Comment by Emir Bey on 21:59  

    çok hoşuma giden beni yer yer kaşınmaya sevkeden bir yazı bravo !

  2. Comment by Dikkat! biyo var ! on 09:54  

    "Hakkımda" bölümüne bayıldımmm!

  3. Comment by Püstüklü Mama on 21:25  

    Bu biraz, nasıl desem, yemekten sonra okunmayacak bir yazı =)

  4. Comment by Cansu on 11:57  

    anam sen bütün kinini kusmuşsun zavallıcıklara:D korkma korkma geçirmezler dünyayı ele:P

  5. Comment by eroy on 13:34  

    >emir bey
    beğendiğinize sevindim beyim ;)
    beni yer yer ürkmeye sevketti ama korkularla yüzleşmek misali ;p

    >biyolocik ve psikolocik deli
    teşekkürler..

    >püstüklü mama
    :)) der daim okunmamalı belki de ;p

    >cnslgy
    öyle deme :) olur mu olur :)

  6. Comment by Can on 18:53  

    kendinden küçük olan herhangi bir şeyden korkmaya gerek var mı ya :P

    hem onlarsız dünya düşünülür mü döngüyü sağlıyor canavarcıklar.

  7. Comment by eroy on 13:44  

    sana zarar verecek şeyler genelde senden küçük boyutlarda oluyor.

    bir de, sinek de küçük ama mide bulandırır. atasözünü unutmamak gerek.

  8. Comment by Can on 23:50  

    bas üzerine geç eroy hiç acımıcak. :P