benim odam karanlık

heryer karanlık bir oda gibi geliyor bana. düşünmekten yoruldum belki de başımı kendi omzuma dayadım. bu odadan bir çıkış var mı? camdan biraz olsun ışık girmese nasıl bi yer olurdu merak ediyorum. çok karanlık, karanlıktan hoşlanırdım ben ya neden istemiyorum şimdi. çok mu fazla durdum o yüzden mi bıktım. ya da sen burda değilsin diye mi çıkmak istiyorum burdan.
bir nefes vermek istiyorum aldığım derin bir nefesin ardından. o zaman herşey bitsin verdiğim nefesin sonunda alacağım yeni hava içimi bambaşka doldursun. doldursun ki ben de aldığım her nefesten zevk alayım artık. yoksa şimdi herşey zorunluluk gibi geliyor. nereye kadar böyle? nereye kadar? insanlar da artık bana farklı bakıyor gibi nasıl baktıklarını anlayamıyorum ama farklı bakıyorlar. bazıları acıyor, bazıları bundan bişey olmaz diyor, bazıları gelip yazık oluyor sana diyor, bazıları ne durumda olduğumdan habersiz oldukları için hiçbişey demiyor, bazıları sadece meraba diyor, bazıları, bazıları, ... gidiyor her insan için bir bazısı kelimesi var. aynı şeyi yapanlar da bazıları oluyor. o zaman hayatımdaki zamirler azalıyor.
sen, ben, bazıları. 3 tane. o, biz, siz, onlar yok. vardı aslında ama hepsi unutuldu gibi.
yok. aslında unutmadım hiçbirini. sadece bugünleri bi şekilde atlatmak için bir süreliğine sildim ama izleri duruyor. günü gelince hepsinin üstünden tükenmez kalemle geçicem bir daha silemeyeyim diye. şimdilik en çok kullandığım kelime "sen" sin.
ama ya bir başka sen olursa? hepimizin hayatına birçok sen girip çıkıyor. ben aslında ne yapacağımı da bilemiyorum tam olarak. sadece yazıyorum ne yazıyorum bazen anlamıyorum. sadece o anı kaydediyorum. ama geri kalan zamanlar? ya ne desem ben de bilmiyorum. şimdilik bitirsem burda daha iyi.