yeni eroy mu? evet ;)

18 temmuz 2006 salı eroy günlüklerinde mutlaka önemli gün ve haftalar köşesinde yer alacak. çünkü bugünü senle geçirdim ilk defa. nerdeyse tüm gün seninleydim. biraz da benim yalvar yakar davranışlarımla oldu ama olsun :)
fal bile baktırdık. falcı kız açtı fincanı ve.. bana ilk sözleri:
hmm sen de karamsarlık görüyorum. yalnızlık çekiyorsun uzun zamandır. birini o kadar çok düşünüyosun ki. mesela 20 saat ayaktasın günde kalan 4 saatte de uyuyosun. hayatta şu an bir amaç arıyosun.
aha da bu kesin benim blogu okumuş ordan söylüyo dedim :P
sonraki söyledikleri de doğruydu gelecekle ilgili birkaç tahminde de bulundu. güzeldi.
ama en çok da senin hakkında söyledikleri doğruydu ya nasıl da kız bizi sevgili sanmış :) falı ona göre açınca hep benden bahsetmiş sana sen de şaşırdın di mi. sana önce bakmıştı nerden bilecekti benim hakkımdakileri. neyse artık hiçbirşeyin önemi yok artık.


sonra falı bırakıp senin hakkında konuştuk. bana aslında ne kadar kararsız olduğunu ve hayatında neşeye ihtiyaç olduğunu söyledi. bunu da ona sen verebilirsin dedi. ama çok uğraşman gerek. uğraşmak mı? sorun değil tabii ki dedim. ama ilerisi belirsiz dedi. ben de zaten güzel bişey söyliyceğini zannetmiyordum, umudum yoktu.
bu yazıyı yazdığım günü de senle geçirmek iki gün ardarda, bende nirvana etkisi yaptı :) neyse bugün de güzeldi. bazen öyle konuşuyorsun ki, bir sonraki sözünde sarılacaksın gibi geliyor. ama şimdi kafan dolu di mi okul işleriyle dolu kafan, erasmus ne bela bi olaymış sen git gel belki döndüğünde farklı olur herşey. gerçi artık bir anlamı yok.
nasıl olur da 10 dakikada bir insan bu kadar değişir. bir an dondurma yiyelim mi diyosun 10 dakika sonra bir daha görüşmeyelim okul işlerim varken.. ama ben ne kadarına dayanabilirim ki? yine de tüm akşam oturup senin işlerin için uğraştım. gerçi yine bir anlamı yok.
ben bugünün geleceğini biliyordum. başladığı günden itibaren hem de. ben elimden gelenin fazlasını yapmak için uğraştım. sadece arkadaş kalacağız dediğim halde sen de mi inanmadın buna. ama ben yapıyorum bazen o kadar kararsız ve karamsar görünüyosun ki bunu değiştirmem gerek diyorum işte bu yüzden herşey rayından çıkıyor.
ama, ama, ama bu akşam değişti herşey. sanırım buraya koyduğum ilk ve son fotoğrafımız ama ben senin yüzünü göstermeyen bir foto çektim ki buraya koyayım.


iki günde ne değişik yerlere gittik. yemek yedik beraber, oyun oynadık, karakola, hastaneye, sağlık ocağına, adliyeye gittik. sanırım bu bana yetti diyeyim. benim bu ufak eğlenceye ya da avunma mı desem, ya adı ne olursa olsun işte buna ihtiyacım vardı. yetmese de artık sınırı ne kadar zorlayabilirim ben de bilmiyorum.
ama tüm bunlar senin işlerini halledebilmek içindi bundan sonraki buluşmalarımız hep iki iyi arkadaş gibi olacak. ben bunu yapabilirim, işte seni o kadar çok seviyorum.
bundan aylar sonra belki tekrar açılabilecek ümidiyle şimdilik bu hikayeyi eroy günlüklerinde geriye boş birkaç sayfası kalmış şekilde bitiriyorum. son yazıp birkaç kez sildim, üstünü karaladım ama bu sefer son yazmayacağım. onu yerine birkaç boş sayfa bırakıcam, belki sayfalar sararıp da yazılar yavaş yavaş dağılmaya başlamadan birkaç kelime daha yazabilirim ilerde ya da gerçekten büyük harflerle son diyebilirim.
o zamana kadar eroy hep mutlu yaşadı diye bitecek yeni bir hikayeye başlıyorum. içinde belki de bir prenses bile olur ( gerçi bunları yazdıktan sonra hangi kız bana bakacaksa artık :) ) ve gerçekten eroy' un mutlu sonla biten bir hikayesini yazarım buraya. şimdi bir başlangıç yapıyorum. hmm.. nerden başlasam?

  1. Comment by Unknown on 00:02  

    Son günlerin en mutlu entrysi.. :)

    Çevrene bakarak başla derim ben.. Bi bak bakalım neler var, noolmuş sen bu kadar şeyle ugraşırken.. :)

  2. Comment by Yeditepe İstanbul on 15:09  

    Koş, yoksa düşersin!

  3. Comment by oky on 18:16  

    oh oh anılar yavaş yavaş oluşturuluyor.
    yalnız bunlar bankadan kredi çekmek gibidir.
    sonra fena ödüyor insan.

    ya da sen bana bakma,
    ben ne zaman iyimser oldum ki.

    pencereler bırak açık kalsın,
    geceleri yağmurlar yağsın.

  4. Comment by eroy on 23:32  

    >dhilgul
    teşekkürler ;)
    evet bi bakayım ama çok bişey bulacağımı sanmıyorum. çünkü ben şu an konser sonrası boş bir salonda gibiyim. heryer dağılmış, herkes gitmiş. tek başıma karanlıkta oturuyorum. çıkış kapısına doğru gitmem gerek artık :)

    >sevda sözleri
    ehehe önce biraz ısınayım. aniden yüklenirsem sakatlanırım ;)

    >oky
    biliyorum abi, çok fena içim yanacak ama bir anlık mutluluk için yapıyorum. bile bile kalbime saplanacak oku germek gibi bişey bu.
    bence gerçekçisin ;)

  5. Comment by Unknown on 03:50  

    Çıkışa gideceğine sahneye çıksana! Karanlıkta normalden daha rahattır sahnede olmak. ;)

    Tamam, belki beklediğin seyirci hiç gelmiycek ama onun koltuğunu da boş bırakmayan bi gönüllü çıkar gelir mutlaka..

  6. Comment by eroy on 12:52  

    sahneye çıkmak mı? güzel fikir aslında. ben o da çıkmıştır belki arkasından yetişebilirim diye bir an önce çıkmak istedim. ama belki yeterince iyi çalabilirsem sahnede o da bir gün beni dinlemeye gelir di mi?
    evet gelir, neden gelmesin? belki başka bir sürü insan gelir. tanıdık veya tanımadık ama hepsiyle ayrı ayrı tanışmak veya yeniden tanışmak isterim.
    onun yerine oturmak isteyen olursa evet izin veririm neden olmasın. madem o oraya oturmak istemedi. ne kadar boş bırakabilirim orayı? belki de yanıma gelir hiç tanımadığım biri, sahneye çıkar. ben cesaret edemem belki çağırmaya ama çıkmak ister belki. beraber çalarız o zaman.
    güzel olur o zaman ben de çalacak yeni parçalar öğrenirim ya da yazacak yeni hikayeler.
    geri dönmeliyim o zaman hemen çıkmalıyım sahneye.