Live 4 it! haftanın klibinde bu hafta kyle minogue - confide in me var. tek gecelik bi ilişki gibi şarkı bence ya da nasıl desem seni o anki tüm hayal kırıklıklarını ve aşkının acısını alan birini anlatıyor. aynı acıyı paylaşan iki insanın o anı paylaşmak istemesi gibi. gibi, gibi, gibi... bir sürü örnek var ve hepsi acının unutulmasıyla ilgili. farklı olan bunu nasıl yapmak istediğin de değil sonu hep belli zaten yolların nerede kesiştiğini söylüyor. ne kadar süreceği belki de esas soru.
aradığımız insan bir adım ötemizde duruyor bazen ona bir adım yaklaşmak için dağlar tepeler kadar yol katetmek gerekiyormuş gibi hissediyoruz.
neden ki bu kadar acı? istediğinin ne olduğunu bilmeden istemek. ne istiyorsun? bilmedikten sonra eline geçenden tatmin olmayı beklemek saçma.
iyi de zaten hepimizin aşk acısı var. hepimizin acılarını, sırlarını paylaştığı insanlar var, tutkuyla bağlı olduğumuz da oluyor bazen, hatta oldu da ve olacak da.. hissetmek istediğin ne? buna karar vermelisin önce?
acı, nefret, aşk, zevk, güven, mutluluk, sevgi, korku, tatmin, saygı, melankoli mi hissetmek istiyosunuz? ya da arkadaş, sevgili, dost mu arıyosunuz? bir şekilde kalbiniz acıdıysa birbirimizi anlayabiliriz demektir. içimde birşeyler eksik gibi, bir boşluk var, kaybolmuşum gibi hissediyorum, karanlıkta yolumu bulmak istiyorum.. tamam anlıyorum hepsini. bunları yaşamak kötü ama bunları paylaşmak zevkli di mi. arayıp konuşmak, bazen deli gibi tartışmak sonra da bunların üzerinden zaman geçmesi, nefret ettiğin bi insanı elini klavyeye uzattığın her anda görme şansına sahip olman ama onun seni görememesi. paralı telefonlara bakanlar gibiyim (şarkıdan olsa gerek) di mi. çokça dertlendiğin zaman bana geliyosun ve ben sendeki eksik duyguyu sana veriyorum. tek yönlü bi telefon benimkisi aramaya kapalı aranmaya ise hep açık..
biz diyorum çünkü dertlerimizi üzerimizden atamayanlar, ve bunu hayatının lanetlediği bir parçası haline getiren bizleri kendi içimizde birbirimize yakın görüyorum. küçük sorunlu çocuklar gibi. bazıları kendini büyük sanıyor, bazıları ise fazla küçük. tanımadığım bir sürü insan okursa azalır diye acım, veya yaşadığım mutlu anları paylaşırsam daha da artar. bilmiyorum ya.. sadece yazmak istiyorum. şarkının verdiği anlık mutluluk arayışını yazarak yapıyorum şu an. neden bunları yazmalıyım ki? neden hiç tanımadığım insanların önünde kendimi küçük düşüreyim ya da yücelteyim. kendimi gösterip de bundan tatmin olmak.. bi adım uzağınızda bir yığın melankolinin olduğu bi kitaplık yapıyorum sizin için hem de gönüllü olarak.
herşey istekle alakalı. iyi hissederken bunun acısının sonrasında geleceği gibi bi duyguya kapılıp bunu sevdiğinizle paylaşmanız ve onun bu yüzden sizi terketmesi. onun isteği bu senin değil.. kendi yolunu başkalarının istekleriyle çizmek. oysa bazen herşeyini size sunanlar kalemi size verip yolu sizin çizmenizi istediğinde? biliyorum ki hepimiz aynı yere götürücez o çizgiyi. ama uzun ama kısa. nerden biliyosun demeyin. sadece güvenin birazcık bana. şarkıda da dediği gibi tatmin garantisi veriyorum melankolik olarak..
ama neden böyle olsun ki? illa ki kötü mü olmalı? neden olsun ki? mutlu olabileceğinize de söz verebilirim. her duyguyu yaşayacaksınız. çünkü hepimiz bir bütünüz ve çok iyi anlıyoruz birbirimizi. anladığımızda ve bu acıyı başkasında gördüğümüzde kendi acımız hafifliyor hafifleyen her acı mutluluğu getiriyor.
elimin ayağıma dolaştığı ve heyecan duymanın ardından belki de bunu dinleyip biran kendini üzgün hissettiğimi sanmak saçmaydı. yine saçmaladım belki yazıda. ama o anı yaşıyoruz ve geçmişte kalıyor her o an. bir an aklımdan geçenleri yazdım. hayata kızıyorum bazen neden bunlar böyle değil neden şu an orda değilim, neden bu böyle diye. saçmalıyorum.. problemimi çözmem gerek.
mutlu bi hafta diliyorum herkese..
Pazartesi, Nisan 16, 2007
Kategoriler:
Haftanın Klibi.
Yazan Çizen:
eroy