Kendini göremedikten sonra ayna neden?
Geceleri garip bir uyku düzenim var. Gece 2-3'ten önce yatamıyorum sabahları da 7'de kalkmak zorunda olduğumdan o saatte bir türlü uyanamıyorum. Annem ve babam artık bıktılar her sabah uyandırmaya çalışmaktan. Bu öylesine bir sorun oldu ki artık ilaç kullanıyorum yorgunluğuma karşı. İsmini okuyamadım şimdi uzaktan. Ama onu da düzensiz içtiğimden bi işe yaramıyor yarayacağı varsa da. Hayatımın her alanına bir karmaşa, bir düzensizlik hakim.
Hem bir de son zamanlardaki havam da yok. Bilmiyorum birşeyler var. Oturup düşünmem gerek. Her alan birçok şey var aslında ama biraz nasıl desem kafamı toplamam gerek. Bu düzensiz fiziksel yaşam sağlığıma da fazlasıyla etkide bulunuyor zaten sürekli hastayım. Neyse hepsinin bir sonu gelecektir. Herşeyin bir sonu vardır ki bu da yeni bir başlangıcı beraberinde getirir. Esas sorulması gereken soru "ne zaman?.."
Ama bazen geceleri aynaya bakıyorum. Kendi gözlerimin içine bakıyorum. Orda birşeyler var. Sanki kendi içimde kendimden sakladığım birşeyler. Bilmiyorum ama nedir, nedendir. Çok da merak etmiyorum. Birşeylerin hayalini düşünüp bir sonraki kendimle göz göze gelişime kadar erteliyorum bu düşünmeyi. İlk gözünü kaçıran hep ben oluyorum.
Aynada kendini görememek nasıl bir duygu? Bunu hiç tatmamayı isterdim...
Uyku düzenim benimde aynen böyle...Sabahları uykundan kalmak işkence ötesi.
Bir de sonbahar sayesinde herkes bir depresif hava içerisinde ama benim tüm yıl boyunca sürüyor anlayabilmiş değilim:)Birde bu uykusuzluk sayesinde bağışıklık sistemiz çöküyor ve sürekli hasta olmaya elverişli bir hale geliyoruz sanırım...
Aslına bakarsak bulunduğumuz çağdan ötürü herkes bir arayış içerisinde...Herşey aslında elimizin altında,işler daha kolay yürütülüyor,her gün eğlenebilmemiz için yeni icatlar çıkıyor fakat kimse mutlu değil.Çünkü herkes birbirine benzemeye başlıyor,herkes bir sürüye kapılıp gidiyor.Oysa en büyük korkumuz o sürüden birisi olmak...O yüzden aslında hiç bulamadığımız kimliğimizi bulmaya çalışıyoruz.Gerçek özümüzü bulmak için,ne istediğimizi ve farklı olduğumuzu anlamak için en öncelikle dışa,kıyafetlere değil herkesin ruhunun farklı olduğuna inanmak ve sadece kendi DNA'nın bile milyonlarca insandan farklı olduğunu bilmek yeterli...
İnsan kendini tanıyınca,kendi ruhunun evrenini keşfettiğinde,kendinin özel olduğunu hissettiğinde,kendinden dış görünüm olarak daha güzel insan görünce kıskançlık krizlerine girip o insanı taşlamadığında,elindekilerle yetinip ve elindekileri geliştirebildiğinde,bir şeyler üretebildiğinde,karşısındaki insanı gerçekten anlayabildiğinde herşey yerine oturuyor.Mutluluktan öte insan huzur sahibi oluyor.Çünkü mutluluğun geçici birşey olduğunu anlıyor insan...
Bu konuyla ilgili daha çok konuşmak isterim ama bu yazdıklarımla belki başını ağrıtmış olabilirim sitene çat kapı gelen biri olarak:)
Aslında benim yazacaklarımda cnlgy benzer şeylerdi.Ama o kadar güzel anlatmış ki ben ona katılmaktan başka bişey diyemicem.Umarım herşey biranönce yoluna girer..