İlk gün de bir garip değil mi, sendrom filan...
Okulun ilk açıldığı zamanları aslında severim. Her dönemin başında bu dönem "çok farklı olacak, geçen dönem gibi olmayacak!.." gazıyla gelir. Tabii ki bunlar sadece sözde kalır çünkü kayıt gecesi son ana kadar ne ders alayım, program yapayım demem. Bu sebeptendir ki bir türlü ders programını kendi istediğim gibi yapamam. İlk gün "Yahu ben ne zaman aklımı başıma alıp da okula gideceğim, ben neden bir türlü şu işi iki gün önceden halledip de bir kez olsun gönlüm rahat gidemiyorum okula?" düşünceleriyle giderim. Yaptığım ilk iş kahvemi alıp ortabahçede. "Dur ben buna bir çare bulucam önce şu aklımı bir toparlayayım" diye oturmak olur. Ama o aklım da bir türlü olması gerektiği yerde olamaz. Neden bu kadar düşünüyorum ki herşeyi?
Yıldız Teknik'de okuyorsanız, öğrenim hayatınız boyunca kayıt zamanında küfür edeceğiniz bir sisteme mecbursunuz USİS sistemiyle yaşayacağınız uzun kayıt geceleri bir kez başladı mı tadından yenmez olur. Her dönem başında arkadaşları bir araya getirir. O gece kadın - erkek, genç - yaşlı herkes msn'dedir. Dargınlar barışır, kayıt derdinde insanlar birbirine yakınlaşır,.. filan çok enteresan bir gecedir USİS gecesi. Kaydımızı internetten yapabilmek gibi bir yenilik yapmışlar ama bir türlü sistemin efektif işlemesini sağlayamıyorlar yoğun zamanında. İşte yurdum insanı diyesim geliyor bazen. Diğer okullarda da kayıt kuyrukları filan oluyormuş. Sen çalış, et, bir milyon insanı geç de gel üniversiteye sonra da sabaha kadar gaz yağı kuyruğu gibi sıra bekle. Garip değilse bile saçmadır bu bence.
Yağmur yağıyordur yer yer. Okulda değişiklikler vardı. Tanıdık insan sayısı yok gibiydi. İlkgünden ders vardı. Özel numaradan arayan küçük çocuk "baba!" diye seslendiğinde bir telaş vardı. "Yok yavrum ben senin baban değilim." desem de sonra iki kez daha aradı. Sonrasında DNA testi yapmak zorunda kalmadan aramaktan vazgeçti. "Senin annem bir melekti yavrum" diyemezdim.
İlk gün sendromuna yakalananlara eskiden bir hikaye varmış onu anlatayım. Uzun değil, aslında hikayeden çok anı gibi. Neyse anlatmak istedim sadece. Çocukla kız ayrılmışlar. Sonra, cevaplanma sayısı artık gittikçe azalan özür telefonlarının birinde kız "Sen şimdi okula başlayacaksın. Ama ben başladığımda seni soran herkese ayrıldığımızı anlatmak zorunda kalacağım. Sense kaç kişiye söyleceksin bunu. Benim halimi bir düşünsene!.." demiş çocuğa. Çocuk zaten gözyaşları içindeyken daha bir fazla üzülmüş. Ama kız bilmezmiş ki o çok daha fazla anlatmış, hep tekrar yaşamış o anları... O yüzden aslında okulun ilk günlerini hiç de sevmezmiş. İçten içe bir özlem duyarmış beraber başlayamadığı ilk günlere... Sonrasında bu zamanla unutulmuş. Artık aklına gelmez olmuş bu hikaye...
Bu dönem farklı ama diğerlerinden. Eskisinden daha bir aklı başındalık, daha bir büyümek filan. Ciddiye almak, sevmek ve sevilmek,... Öğleden sonraki derse de yetişmek gerek.
Ben okula ilk gün çok (u)mutlu gittim ama anının versiyonuyla, çok kötü bir halde döndüm. Ama toplamak lazım. Bir yerden de başlamak lazım.
Kayıt sayesinde küslerin barışması, herkesin msn'de ayin tarzında biraraya gelmesi ve şu gizliden arayan çocuk ve DNA testi olayında yardın la resmen! ahahaha :P / ama ne var ki en son anlattığın hikaye de adamı bir an için hüzünlendirmiyor değil.
yine de bir yerden başlanılmalıydı hayata..başladık.
genetik bir şeydir o işleri son güne bırakmak. ama onunda telaşı bi ayrı olur...
hadi hayırlı olsun bakalım...
Evet öğleden sonraki derse yetişmek gerek...Düşünmeden..
ya bu ilk gün olayı çok uyuz bişey. allahtan bu senelik ilk günüm münüm yok da rahatım (:
Anadolu üniversitesi,Eskişehir,üniversitede ilk günüm,hazırlığı atladığımı,birinci sınıftan başlayacağımı derse gitmeden kısa bir süre önce öğrendim.yani bir ortam,yeni arkadaşlar,yalnızlık(!)korkusu,merak,çok çalışmam gerek çokkkk gibi bir sürü düşünce.ilk gün..heyecanlı,güzel...
>enci
hmmm.. o zaman anlıyoruz birbirimizi değil mi. o bir yeri de bulmak gerek önce oradan başlamak için...
>soldansay
eheheh :) evet başladık ve şimdi nerdeyiz ;)
>ashkar
teşekkürler ;)
>tugce
yetiştim derse ;)
>triancula
:) ehehe ama bi ilk günle tekrar karşılaşmak güzel yine de hissettirdikleri kötü bile olsa..
>pelin
bu telaş, heyecan ve korkudan da alınan zevk var değil mi ;)