11, 12, 13 Eylül... tıp!


Şimdi iftar sonrasında herkesin üstüne bir ağırlık çökmüştür. Çaylar da içilip televizyonun karşısında dizilerin arasında kaybolunup gidilmiştir. Bugün ramazan'ın ilk günü, dün 12 Eylül'ün yıldönümüydü. Önceki gün de 11 Eylül'ün. Çok fazla belirli gün ve hafta arka arkaya gelmiş.

En çılgın olanı 11 Eylül, en çok üzüldüğüm 12 Eylül, ramazan ayının gelişini ise seviyorum. Hergünün önemi ayrı sözü için çok güzel bir üç gün. Herşeyi bir kenarı bırakırsak, eylül ayı geldi ve neredeyse yarısını bile geçiyoruz.

Son zamanlarda yine bir talihsiz serüvenler dizisi yaşıyorum. Nasıl desem hani eylül ayında televizyonlar yeni yayın dönemine başlar ya, hah! işte onun aynısı gibi oldu. Bir anda herşey üstüste geldi ki en sonuncu dün gece 2 sularında durup dururken sandalyemin kırılmasıydı. Allah'ım ne istiyorsun benden diye ağlayacak, ulu dağlara haykıracak gibi oldum.. Ne yazık ki en yakın dağ çok uzaklarda biryerlerde. Gitmesek de görmesek de o bizim dağımız ve bu gibi anlarda çıkıp bağırası geliyor insanın oralara. bu yazıyı yazarken sağ koluma felç indi sanırım nasıl da tek elle blog yazılır onun bir belgesi niteliğinde bir yazı oluyor.

Güneş gözlüğüme top çarptı yamuldu, normal gözlüklerimin camı çizildi, diş dolgum düştü, tekrar boğaz enfeksiyonu kaptım, eve geldim masam kırılmış, yahu hepsini bıraktım da şu masa nasıl kırıldı anlamıyorum yahu. Gitti masa yani "tövbe tövbee..." dedirtiyor insana böyle olaylar. Bir de sürekli bir halsizlik, yorgunluk, bir bezginlik, boğaz ağrısı,... isyan ediyor vücut resmen. Bu yaz harika geçti ama bir o kadar da yorucuydu. Şimdi sonbahar. Aşık olalım, yağan yağmuru izleyelim ve kahve içelim... gerisinde endişelenecek birçok şey var ama hepsine ufak bir ara.


Küresel ısınma ne zaman bitecek? biz ne zaman bere takacağız? Sırf bu küresel ısınma yüzünden soğuk havaları yaşayamacağız ya ben de o yüzden alternatif enerjide uzmanlaşıyorum ki şu melun dert ile mücadele edeyim de kurtulalım... Gerçi ben tek başıma birşey değiştiremem sadece burada kazandığım parayla daha soğuk bir yere yerleşirim. Kendim için bencilce bir çözüm oldu üzgünüm... Nioahahaha nameleri yükselirken uçağa binen halimi hayal ediyorum.

Tepedeki resmi değiştirdim. Live 4 it! yazısını tekrar getirdim. Öze dönüş gibi birşey.

  1. Comment by Tugc on 01:24  

    O fotografla cok cok daha guzel olmus..Live4it budur yani:)
    Kuresel isinma sinir ediyor beni, soguk olsun, yagmur yagsin, donalim soguktan, ellerimi hissetmeyeyim, belki beynim de gecici donar da dusunmem. Hos bir sey yani :)

  2. Comment by Hanife on 11:48  

    motor şarkısını dinlersen sandalye de kırılır,masa da,heehe:))

  3. Comment by soldansay on 12:35  

    "way canına" dedirten güzel bir yazı olmuş ve şu "Live4it!" resmine [yazısına] sevindim.. :P şimdi gelelim sadede efendim;
    11 Eylül: ABD'nin emperyalist politikalarına zemin hazırlamak için -dünya genelinde iddia edildiği gibi- önce besleyip sonra da kullandığı Usame Bin Laden'e "kendi direktifiyle" çok sayıda insanını feda ettiği "çakma" ABD komplosunun yapıldığı -dünya için kara bir gün-.
    12 Eylül: Dönemin siyasilerinin de dediği gibi dönemin komutanlarının suçlu olduğu bir gün. Anarşinin kol gezdiği '70li yıllar Türkiyesinde ordu olayların tırmanışına göz yumdu ve ABD'de yetkililerin "bizim çocuklar başardı" diye övündüğü (ispatlanmış bir olaydır kendileri), mahkeme kararlarıyla -yaş büyütüp- insanların asıldığı, kitapların yakıldığı, illegal olanların değil bir kesimin ipinin çekildiği gün.
    13 Eylül: Bir "yemek sever" olarak dayanma gücümün aslında sandığımdan da kuvvetli olduğunu anladığım ve insana manevi bir "hoşluk" yaşatan 2007 Ramazan'ının ilk günü.. ilk sahur ve ilk iftar, sıra beklenen pide kurukları, iftara yetişme telaşı gibi güzel duyguların yaşandığı güzel gün. :)

  4. Comment by Adsız on 13:17  

    eylül içerisinde ne kadar çok şeyi barındırmış.

  5. Comment by deli mine on 00:09  

    evet evet evet yemekten sonra çayyyy :D ama çay boşa gitmez yanina yine bir şeyler.. eee şiştim ben böyel 3 gündür 3 aylik yemek yedim .. aglamak istiyorum sen soguk yerler taşin ben afrikaya gidicem bir süre.. ama orda da beni kazana atip 3 aylik yemek diye yerler.. böwww.. acanım naporsun özledim.. herkese selam :D
    baş baş acanm

  6. Comment by deli mine on 00:09  

    evet üstteki olay çok hoş olmuş.. soldaki başligi kaldir ama :)

  7. Comment by Adsız on 00:13  

    resim güzel olmuş,
    havalar soğuyor,seviniyorum :)

  8. Comment by eroy on 21:18  

    >tugce
    teşekkürler :) küresel ısınmamayı istemek için 10 güzel sebepten biri ;)

    >hanife
    ahaha :) evet haklısın. bir an geri geri geliyorum derken bir bakmışsın gerçek olmuş ;P

    >soldansay
    neyse en azından ramazanda abd'nin parmağı yokmuş rahat bi nefes alabiliriz ;P
    ama eski ramazanların tadı yok derlerdi hep de inanmazdım. bu ramazan gördüm ben de..

    >eysean
    12 ay içerisinde en farklısı eylül, nedendir bilinmez herkesin mütabık olması bi garip. yazdan sonbahara geçiş olduğundan bir hüzün, bir ayrılık ve kasvet çöktüğünden herhalde.

    >deli mine
    ahaha oyy kuzum benimm :) ramazanın sonunda benim kadar olma ama dikkat et ;P
    ben de özledim kuzum seni çarşamba akşamı görüşmek üzere ;)
    dediklerini yaptım hemen bak :)

    >'89
    teşekkürler :) ben de seviniyorum. hem de çok ;)