Sigara bağımlılığına neden olan kimyasal madde nikotindir (hmm.. ben de bilmediğim birşey söyleyeceksin sanmıştım). Nikotin bağımlılığı tıbbi açıdan eroin, alkol ve kokain bağımlılığına benzerlik göstermektedir (anam!.. ben ne yapıyormuşum böyle?!). Tiryaki olan bir insanın sigarayı bırakması eroin bağımlısının eroinden kurtulması kadar zordur ("sigara bırakılmaz sigaraya ara verilir" demiş bir büyük şahsiyet, "haklıymış!" dedim. ve yine öncesinde anam ben ne yapıyor muşum böyle?! vecisesini sarfettim. ehehe olmazsa olmaz).
Sigaradan ilk nefesin çekilmesi ile nikotin, birkaç saniyede beyine ulaşarak bazı merkezleri uyarmak suretiyle etkisini gösterir (kanıt peşinde'de burası bi manyak efektle canlandırılırdı ki. böyle ağızdan giriyo duman, direkt ciğerler, sonra kana karışması filan 3 saniye insan vucüdu dersi gibi bi hızlandırılmış ses efekti (fşşştttfuruçırıkku.. yazıyla olmuyor yoksa ağzımla iyi yapıyorum bu sesi) girerdi. tabi izlemeyen bilmez. neyse...) Buna bağlı olarak, bağımsızların (liberaller yani) ilk nefesten sonra bir rahatlama, endişe ve sıkıntıların hafiflemesi ve zihnin daha hızlı çalışması gibi algıları olur (ki bence külliyen yalan öksürmekten iki gün kendine gelemiyo insan). Ancak bu sanılanın aksine sigaranın yarattığı bir rahatlama olmayıp, çoğu kez yoksunluk hisseden kişinin vücudunun aradığı maddeye kavuşması (sevenleri ayırmayın) ile duyduğu iyilik hissidir (hepimiz matrix'iz tabii).
Diğer taraftan, nikotin alımının kesilmesinden sonra ilk 24 saat içinde (bu bende bikaç gün, hafta veya ay sürdü) sigara için dayanılmaz bir istek, huzursuzluk, kızgınlık, endişe, dikkati toplama zorluğu, kalp hızının azalması, iştahın artması gibi bulgular ortaya çıktığı bilinmektedir. Başka bir deyişle nikotin eksikliği bağımlılarda yoksunluk bulguları olarak bilinen somut belirtilerin görülmesine neden olur (biraz ciddiyet olsun diye araya girmedim. yoksa burdayım hala sen yaz). Sigaranın bırakılmasında en büyük engellerden biri bu yoksunluk duygusunu tamamlamasıdır. Kişi eksiklerini bu şekilde giderdiğini zanneder, bundan dolayı bir tatmin duygusuna kapılır.
Bütün bu nedenlerden dolayı, sigara bağımlılığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından artık ilaç ve madde bağımlılığına benzer bir hastalık olarak kabul edilmektedir (kesin var ya bundan önceki başkanlar sigara içiyodu, bu başkan içmiyodu diğerlerine pislik olsun diye kabul ettirdi). Günümüzde hastanelerde sigarayı bıraktırma poliklinikleri açılmış, bu konuda tıbbi yardım olanakları artmıştır (ben kendim bırakırım ya. kimsenin yardımına ihtiyacım yok benim deme bak döverim seni).
Sigara bireyin günlük yaşamda karşılaştığı sorunlardan doğan kaygıyı azaltarak bir an için onun sıkıntı ve gerginlikten kurtarır (anaa!.. haklı galiba lan...) Bu durumda sigara bir sığınak halini alır. paketten sigara çıkarmak, dudağa yerleştirmek, yakmak, içine çekmek, külü silkelemek, söndürmek ya da yere atmak kişisel özelliklerin de yansıdığı bir davranış biçimini oluşturur (sigara bağımlılığı hakkında duyduğum en güzel tespit. bağımlı yapan bu zaten. bir yerden sonra kişiliğin bir parçası olması). Bu davranışın sık sık tekrarlanması kaygı ve sıkıntıdan kaçış için ufak çapta bir tören niteliği kazanır (ben eski sevgilime her sigara içişimde tekrar kavuşuyorum gibi sanki...).
Gençlik çağının ruhsal ve toplumsal özelliklerinin gencin sigaraya başlamasında ve bu alışkanlığı sürdürmesinde önemli bir etken olduğu görülmektedir. (hepimiz genciz, hepimiz melankoliğiz de de kurtulalım. sanki bunu yazanı hiç sevgilisi terketmedi). Gençlik çağında sigaraya başlama nedenleri , hemen hemen (aman çabuk olun. sanki kaçıyoruz) her araştırmacının ortaya koyduğu nedenler çoğunlukla birbirinin aynısı olmuştur. Sigara başlama sebepleri: (dur buna yeni paragraf açalım mühim şeyler diyecek)
Sigaraya başlama sebepleri: Toplumdan kaçma eğilimi (haa eğilip de kaçıcam toplumdan ehehe görmezler belki), kaygı (mümkün), sıkıntı (eveeet.. bak yaklaşıyorsun), arkadaş etkisi (lan.. lan.. lan.. az kalmıştı haa.. bunu üç yaklaşık olarak sayıyorum), merak (hmm.. hadi bu da olabilir gibi. ama bu dediğin lisede ortaokulda olur), taklit (yuh! sensin o! en çok sinir olduğum sebep), özenti (aha en çok sinir olduğum sebep bu! deminki ikincisi olsun), özdeşleşme (ilginç..), sınırsız özerklik (futbol federasyonunda herkes içiyo yani), otoriteye başkaldırma (babandan sigara istemeyi biliyon ama eşşoğlusu seni..), güvensizlik (neye? kime?), yetersizlik (bakış açısına göre değişir. neye? kime? kardeşim...), karşı cinsle ilişki kurmak (ehehe sigara içmeden önce de sevgilim oldu benim nabeer...), sorumluluktan kaçma (kültablasını kim boşaltacak. büyük dert), büyük görünmeye çalışma (ortaokul ve liseliler için 1 numaralı sebep bence), sigaranın arkadaş yerini tutması (aha bu da ilginç ha..) şeklinde sıralanabilir (bilemedin işte yaklaştın ama bilemedin, gerçi yani bikaç madde birden birleşirse olabilir).
Bu kadar kötü birşey işte sigara, insanı güldürürken öldürür. Hiç içmemek, hiç başlamamak en iyisi. Burada bunları okuyup sonra gülüp de sigaraya başlayıp sonra bana 18329489234 milyon dolarlık tazminat davası açmayın ama söz verin (keşke yazının başına yazsaydım ama şimdi uff yaa.. zor iş). Bi de sakın içmeyin. Yani ölmek öyle sandığınız kadar "cool" bir olay değil. Onu bırak da "cool" olsa ne olacak öldün işte, öyle filmlerdeki geri geleyim kız arkadaşım bana hasta olsun olmaz. Korkar kaçar yani kim olsa kaçar, hatta ilk ben kaçarım.
Yaşadığınız her günün bir hediye olduğunu unutmayın, ve bu hediyeyi nasıl kullanacağınıza kendiniz karar verin.
Perşembe, Eylül 20, 2007
Kategoriler:
Günlük,
Kişisel,
Psikoloji.
Yazan Çizen:
eroy