üniversite kayıtları başladı

bugün sabah davutpaşa kampüsüne gittim. ve orda üniversiteyi yeni kazanmış öğrencilerin kayıt telaşı vardı. uzun kuyruk, kalabalık, ve beklemek.. sanki bunca öss derdi yetmedi de bi de beklemesi var şimdi. gerçi ikisi zorluk açısından karşılaştıralamaz bile ama anlık dertler hep geçmiştekilerden daha zor görünür. neyse. şimdi konumuz o değil :)
onları görünce benim de davutpaşada geçirdiğim zamanlar aklıma geldi. şimdi 4. sınıfa gideceğime göre 3 yıl oluyor bu zamanları yaşayalı. ne kadar da hızlı geçiyor şu meret. geçtikten sonra farkediyoruz. ama bunlar hep söylenen, klişe şeyler gibi değil mi? ama yine bunları yaşadıktan sonra anlıyoruz. en başında ben böyle olmam diyip yola çıkıyor ve aynı yere varıyoruz. hani nerdeyse aklıma bu durumu açıklayacak tek kelimelik bir sözcük gelecek ama şu an yok ortalıkta o kelime. bugünü yaşadıktan sonra zaten karışmaya meyilli kafam yine düşüncelere daldı. hepsi birbirinden farklı onlarca şey. bazıları hatıra, bazıları hayal, bazıları hedef, bazıları tanıdığım insanlar, bazıları.. bazıları işte. hani baz baz bağırıyolar diye de geyik kere geyik bi espri yapıcam :P
ben saçlarımı kestirdim dün. çok şekilsizlerdi ama seviyodum ben. çok dağınıksın diye söyleniyo annem sürekli, hatta sadece o değil çok insan dağınıklığımdan ve dünyadan kopmuş sallanan sandalyede oturup hatıralara dalmış yaşlı adam tavırlarımdan şikayetçi ama işte pek azı dile getiriyor bunları bana karşı. diğerleri de nezaketten dolayı susuyorlar herhalde.
kimya metalurji fakültesini kazananların hepsi kız mı diye de aklıma takıldı. kayda gelenlerin %93,43272 'si kızdı. ben kız yurdu kaydı var sanırım diye esprimi de koydum kendi kendime :) ve kendi kendime güldüm :) sana seviyorum eroy :P
ama çok çalışmam gerekiyor. her zamankinden fazla işim var artık. iş de değil sorumluluk bunların hepsi. önemli kararlar gece herkes uyurken, geç saatlerde verir diye de bi hipotez mi, tespit mi herneyse öyle bi düşüncem vardı. ama bugün ona ters düşecek şeyler yaptım. erkenden kararları verip günü düşünerek geçirmektense, uygulayarak geçirmeyi istedim.
bunları yazıyorum. ama neden yazıyorum aslında saçma gibi geliyor. ama bi arkadaşla konuşmak gibi burası. hiç tanımadığın bir sürü arkadaşla konuşuyosun. onlar da sana bazen düşüncelerini söylüyorlar. gerçi ben hep yanlış yaptığımdan genelde hepsi telkin oluyor ama daha iyisini yapmak için çabalıyorum. en azından son zamanlarda deniyorum. yürüyen üç aptal oturan üç bilgeden daha çok yol alır. unutmamalı bunu. arada sırada yazmalı tekrar.

  1. Comment by oky on 12:56  

    dağınık mısın? hayatımda gördüğüm en düzenli insanalrdan birisin. ama bu düzenden kastım öyle saç baş kılık kıyafet değil tabi. şöyle bir kendini benimle kıyasla, anlarsın :)

    bu arada yürüyen üç aptal oturan üç bilgeden daha çok yol alır ama hiçbir yere gitmez.

  2. Comment by eroy on 01:05  

    tam da odamı toplamaya başladım. yorumuna cevap yazdığım zamana denk geldi :) yalnız şu da var oky, sen hayatımda gördüğüm en düzenli dağınık insansın :)
    yani bişey yıllar önce nerdeyse yine orda. dağınık olsa da yeri değişmiyor en azından. mesela ben size geldiğimde neyin nerde olduğunu bilirim hep :) dağınık ama aynı zamanda tutarlısın :)