internet gelir, hoşgelir.
internete giremiyorum. nedenini tam olarak anlayamadığım ve bir türlü karşımdakine 10 cümleden az olmayan diyaloglarla anlatamadım bir sorun var. ama şu an çalışıyor. aman tanrım bu bir mucize olmalı! diye haykırasım geldi. şu an bu yazıyı yazarken bile bir gözüm modemin ışığında. acaba ne zaman bozulacak diye bekliyorum. bekliyorum hala.. lan bozulacaksan hemen bozul yoksa bak yazı yazmak istiyorum sonra yarıda kalır ben de seni camdan aşağı atarım modem :P bilgisayara yeni format attık herşey düzelir diye bekledim şu an herşeyi sorunsuz çalışan bilgisayarımı bir türlü şu yalan internet dünyasına bağlayamlıyorum. (yine modeme baktım bu arada :) ahaha.. lan! bakmadan yazabiliyorum ehehe bak yine yazdım. :P )
şu sıralar fazlaca gidiyorum taksime. yolum düşüyo bazen bazen de arkadaşlarla buluşmak için en ideal mekan orası naapalım. istanbulda öğrenciysen onun kurallarına uyacaksın :) çokça insanları izliyorum çevremden geçen. yine onların hayatlarını merak etme damarım kabardı. içimde bi sıkıntı var aslında. ne yapacağımı bilemiyorum buna karşı. hani bazen insan kendisiyle konuşmak ister ya ben seslendiğim zaman cevap alamıyorum. en önemli şeyleri konuşup bir karara bağlayalım dedikçe o kaçıyor. ben de tıpkı bugün olduğu gibi gideceğim yere erken yola çıkıp sokaklarda amaçsızca yürüyorum.
konuşurken, gülerken (ki o zaman daha kolay insanlar doğal bir şekilde gülerse onları anlamak daha kolay oluyor. ya da bana öyle geliyor.) sen sen derken ispanyaya gittiğin için ve hiç konuşup, görüşmediğimiz için gerçekten de gözümün önünden siliniyo silüetin. iyi mi kötü mü bilmiyorum.
kendimi tamamen dünyevi işlere adadım. sanırım, bi süre sonra kupa üstüne kupa kazanacak genç bir takımın iskeletinin oluşması sürecine benzer bir zamandayım. biraz sabır ve istikrarla şampiyonlar ligini bile kazanabiliriz. tüm otoriteler bu takımın neler yapabileceğini biliyor. ama teknik direktörden endişeliler. bu kafayla bu hoca bu takımı kaldıramaz diye birçok yorumcu şimdiden köşelerini doldurmuş bile. ama başkan ve yönetim kurulu tam destek veriyor hocaya.
herşeyi akışına bıraktıkça daha da hızlanıyor hayat. bir süre sonra bir daha duramayacakmışım gibi geliyor. en iyisi bu sanırım. hiç düşünmeden yaşamak. ama ben bunu yapamam. biliyorum. ya da bildiğimi sanıyorum.
hiç düşünmediğim biriyle gözgöze gelip hiç ummadığım şeyleri hissettim. bir an. seni tanımıyorum doğru dürüst. ya bi saniye.. ne yapıyorum ben. kendine gel. ya ama ne yapmalıyım? bi düşün bakalım. şu içtiğim şey biter bitmez bi çare düşünecem sakin ol biraz. yeni yazıları kaldıramaz bu blog :)
en iyisi bolca gülelim biraz daha. herşeyi zamana bırakalım ve olacakların en iyisi olması için tanrıya dua edelim..
LEAVE A COMMENT