Dışarıdan istek
Önümde yılın tüm günlerini gösteren bir kocaman bir duvar takvimi, üstünde çeşitli devre şemaları, nükleer enerji tesislerinin isimleri ve içerikleri, araba çizimleri, ne kadara mal olacağı yazan projeler, kağıttan bir kuğu, isimler ve telefon numaraları, banka hesap numaraları, sevgiliye ait bir fotoğraf, üstüste yığılmış dosyalar, kimbilir kaçtane ağaca mal olmuş da yapılmış beyaz dosya kağıtları, o dosya kağıtlarında yazan ve bilmem gereken onca bilgi, boş kahve fincanları, tüm karşı çıkmalara rağmen odada içilmiş sigaraların kokusu ve doldurduğu küllük, her tarafa saçılmış kalemler, küçük not kağıtları. Kredi kartları ve kimlikler. Kalın perdelerin de yardımıyla bir nebze kararmış odayı tek başına aydınlatmaya çalışan masa lambasının loş ışığı, odanın diğer taraflarında da aynı manzaraların tekrarlandığı sanki küçük bir ülke gibi. İçinde herşeyi barındırıyor. Anılar, heryerden bir parça anı. karmaşa hakim heryere. Arkaplanda çalan müziğin de etkisiyle sanki karısını ve çocuğunu yıllar önce kötü adamların öldürdüğü ve intikam için hazırlanan bir film kahramanı edası var. Dışarıdan bakılıp da printscreen desen kimse sana dur demez. Ortada birkaçtane pasaport ve silah eksik ama onlar da filmin kısıtlı bütçesine takıldı dersin. Beni dışarıdan izlemek nasıl birşeydi acaba?
Keşke bir fotoğrafını çekerek paylaşsaydın odanın o halinin. Böylece o atmosferi printscreen yapardık bizler de...
Okurken, hayal ettiğiniz gibi kalsın aslında...