karlı bir gün

kar yağddığı zaman babaros'tan aşağıya doğru yürüyerek inmek bir eziyet. inerken gördüğümüz güzel istanbul manzarası tek güzel şey. yerler sadece kar olsa bir sorun yok, buz ve su hendekleri de cabası. sürekli yön değiştirerek en güvenli yolu bulma çabası içinde yürüyordum. daha iyi olur diye karşıya geçmiştik. dağcılıktan ve bu tür zorlu yollarda yürümekten bahsederken, kendimce en güvenli yolu bulmaya çalışıyordum. aşağı doğru inerken sağda kalan dükkanlar genelde binaların en alt katındalar ve çoğu da kaldırım seviyesinin altında kalıyor bu yüzden girişleri yokuş aşağı oluyor. koca kaldırım dar gelmiş olacak ki iyice kaldırımın sağına doğru gidiyordum, bir ayağımı kaldırım düz kısmına diğer ayağımı sağa doğru eğimli olan kısmına bastım, ilk adımlarda sorunla karşılaşmamıştım, o zaman bu yola devam etmeliyim diye düşündüm, sol ayağımı kaldırımın düz kısmına atmıştım, artık sıra sağ ayağımdaydı, ama adımı tamamlayamadan yerde bulmuştum kendimi. bir insan kafasını oynatmadan iki ayağını da görebiliyorsa ve bu ayaklar kafa hizasından da yüksekteyse o insan düşmüş demektir.