Bölüm 2 - Bir gün

dışarından bakıldığında söyleyebileceğim birkaç şey var. çok muhtaç, zayıf, umut vermeyen.. ne yapsın ki benimle. halbuki bu konularda tavsiyeler içeren tüm konuşmalarda kadınların güçlü, sığınabilecekleri, ulaşmanın zorlu olduğunu gördüğü erkekleri seçtikleri gibi birçok metaforla kişiye tavsiyelerde bulunulur. kaçan kovalanır gibi direktifler verilir ve kişi evine yollanır. 

ama şimdi kendimize bir bakalım. evet ben de olsam kendimi istemezdim bu halimle. bu kadar. yeni paragraf.

açıklamakta zorlandığım milyonlarca olgunun içerisinde en zayıf olduğum burasıydı. tam bir teslimiyet sunup sonrasında her şeyin kendiliğinden olması ve mutlu sonla bitmesini beklemek.. tam bir kolaycılık. benim hikayemde mucizelere yer yok. bunu çok zaman önce anlamıştım ama kabullenmediğimi hala yaşayarak görüyorum. kabullenmek istemediğim için. biliyorum seninle benim aynı cümlede olumlu olarak geçemeyeceğimizi. dediğim gibi kabullenmek zor geliyor.

arada ufak hayallere daldığım oluyor. bir anda kapının açılıp senin gelebileceğin, ya da hiç olmadık bir saatte arayabileceğin, bir anda dönüp dünyanın en güzel sözlerinin dudaklarından kalbime akmasına izin vereceğin gibi olmayacak hayaller işte. bunlar sadece başka hayatlarda ve rüyalarda olabilecek şeyler. sen asla yapmayacağını kabul etmeye çalışıyorum. (bunu söylerken cidden kalbim kırık hissettiğimi farkettim. teslimiyet kelimesinin bile sınırlarını aşmışım)

bununla ilgili rasyonel sebeplerin vardır. hepsinde de haklısındır. ya da birinin bir başkasını sevmemesi için herhangi bir sebebe de ihtiyacı yok ki. sevmesi için de yok diyerek tüm otoritelere meydan okuyorum. elimi masaya çok nadiren vurduğum anlardan biri. lakin kendi kendime konuştuğum bir monolog içerisinde çok da dramatik durmuyor mu. komik hatta. bazen tüm bu sebepsiz aşkın romantik komedi gibi olduğunu düşünüyorum. ama onlar mutlu sonla bittiğinden hikayemiz reddediliyor.

neyse, bazı hayaller güzeldir. hayal kurup, kayan yıldızların peşinden koşup dilek dilemek ve seni düşünmek. seninle ilgili hayal kurmaktan zevk alıyorum. ama artık benim yapabileceğim bir şey kalmadı. önceki hayallerimdeki tüm senaryolar bitti. sadece en umutsuz mucizelere kaldı sahne. hayatını başkalarını ikna etmeye adamış ben için en ulaşılmaz sen varsın. far görmüş bir tavşan gibiyim :) ve bum! mutsuz son.

mutsuz son ile biten hikaye yazmak ne kadar zor ve üzücü demiştim değil mi? kendi kendine oynadığın bir oyunu kaybetmek kadar acıklı. sonunu değiştirme gücü olmayan bir kahramanın hikayesinde, yazar sadece bir zabıt katibi gibi. tek yapabildiği olayları daha da dramatik hale getirmek. 

gecenin en kör zamanlarında, senin içinde olduğun hayaller, sözcüklere ve satırlara dönüşüyor. tüm şarkılar senin için tüm dizeler senin için. senin bir anda kayan bir yıldızla gökten inmen için. şans sadece sen verirsen var hayatımda. bir tanrıça gibi. ama sonra gerçeklik bir anda ortaya çıkıp hepsini ortadan kaldırıyor. keşke buna engel olsan. bunu senden isterdim. belki bir gün.. diyemediğim farkettim. bir anda gelmeni dileyen sikkemi çeşmeye atıp bir günü daha geride bırakıyorum.