sen ben gibi

tüm şarabı dudaklarından içmişken, sigara dumanı dudaklarından nefesime karışırken, öperken kalbimi bile yerinden çıkaracak kadar bedenimi baştan çıkarırken aynı dudaklardan dökülen nefret ve sonu ünlemlerle dolu cümleleri duymak mı hayatın garip yanı yoksa aynı şeyleri tekrar tekrar farklı isimlerde görmek mi? ama yine de dur gitme rujunu düşürdün diye peşinden koşarken pervasız cümleler nasıl oluyor da yerini hiç birşey söylenmemiş gibi ilk anki güzelliklere bırakıyor. sanki herşey kısır bir döngü gibi. anlatılan olaylar gerçek kişiler yalan. aslında kocaman bir yalandan ibaret hepsi. birbirimizden saklıyoruz sevişmelerimizi. isteklerimizi sakladığımız süslü cümleleri kullanıyoruz duvarlarımızı aşmak için.


disco_ball___by_ElsaSantos

bazen yere kalemle çizilmiş bir çizgi bazen de aşılmaz dağlar gibi. kendimizin değil karşımızdakinin ne olduğuna bakarak elimize kalemi alıp çiziyoruz birer birer. zor ama eğlenceli. belki de herşeyi unutup her seferinde başka bir yerde başlamak istiyorum kadar içi boş. her söylediğinde yeniden başladığın yer bir yandaki bar oluyor ya da bir yanındaki insan. bunun için miydi diye biten hikayeler, saçmalıklar, geçen zaman ya da dudaklarını gülümseten güzel anılar. bazen de üstüne çöken yağmur gibi gözyaşına boğan. düşününce sakin bir hayat isteği var aslında. insan hep yalnızdır. arada bir başkalarını görmek istemeli. ama o kadar birlikteyiz ki arada bir yalnız kalmaya çalışıyoruz. zaten öldüğünde herşey puff!.. sonraki yok gibi. neden bu kadar saçmalıyoruz bile demeden her sabah güneşi görerek yaşamak gibiydi.. ama geriye isimler ve nesnelerle dolu bir hayat kalıyor. gün doğarken sen gidiyorsun her gün..