son kiii üç dört..

gecenin bi yarısını da geçip sabahın kör saatine varıyor artık dönüş zamanları. herşeyden, herkesten uzak insanların arasında geçirmediğim zamanların tümü okulda bişeyleri yapmaya çalışmayı denemekten öte değil. en son ne zaman doğru dürüst uyudum ki.. çok oluyor. 5 yaşındaki çocuk gibi kolumdan tutup doktora götürdüler sonunda beni. söylediğine göre sağ ciğerimde birşey varmış. ve ayrıca birine göre henüz kötüye gitmemiş diğerine göre de bayağı öbür taraf yolcusu gidici bir halim varmış. kulak asmıyorum artık insanların söylediklerine bunları da duymazdan geldim. ne olduğunu bilmiyoruz ama bir ara baktırıcam söz ama şimdi gerçekten hiç zamanım yok diye yanından çıkarken. artık tüm eski sevgililerimden beni kanser ettiniz diye iç burkucu bir intikam alabilirim. komik bence bu. şu ana kadar yaptığım emek verdiğim herşeyi aslında yapmasam da olurmuş. asla kullanmayacağım 182 parça paslanmaz çelik çatal-kaşık-bıçak takımı almak gibi birşeymiş.

muhteşem ben.. sonum çok sıradan oluyor aslında. ama bu kadar kolay değil.. sezon finali geldi. bu öylesine bir son değil ama. hiç olmadığı kadar farklı oldu herşey. ahaha sen mutlu musun şimdi.. diye anlamsız, çocukça bağırıp kızmak istiyorum sevilmişin kim olduğuna bakmadan..

ben zaten hep bu son günleri beklemiştim. tüm hayat sonların nasıl olduğuyla ilgili aslında. bütünün, sürecin, yapılanların hiç bir önemi yok. son cümlenin dışında duyduğum hiçbirşeyi dinlemedim ki. sen göründüğün gibi değildin. hiçbirşey değil. hatta tanrı bile göründüğü gibi değil aslında..