Live 4 it! Haftanın Klibi



Bu hafta Live 4 it! Haftanın Klibi'nde Moby - Extreme Ways ile bizlerle. Normal yoldan gitmeyi sevmeyen insanı kendime hep yakın hissederim zaten. Bourne serisinde film sonunda çalıp kalbimizi fethederken, eve dönüp dinlendiğinde uzun düşüncelere kapılmak istendiğinde arka fonun vazgeçilmez müziklerinden birisi.

Farklı birşeyler yapmaya çalışıyorum. Uzun zamandır buna çabalıyorum. Gerçi çabalamak gibi yoğun bir içerik değil belki ama birşeyler var. Çok şey var. Duygusal açıdan çökmüş, herşeyden ümidini kesmiş olarak geçirdiğim gün, gece, hafta sayısı bir hayli fazla. Hata yaptığımı, daha doğrusu hatalar yaptığımı bilip, bunları kabullenince, hah tamam bak bunu ben yanlış yapmışım dediğimde tamam eroy işte buydu artık herşeyi geri alıp kaldığı yerden devam edebilirsin, sana mutluluklar dileriz gibi birşey olmadı hiç. Eroy Harikalar Diyarında diye bir masal olsaydı ancak onun içinde geçebilecek cümleler. Kahramanın ismi aynı ama oynayan oyuncunun değiştiği bir masal.

Değişmek isteyip de herşeyi tamamen farklı kılmaya çalışırken birçok şeyi artık görmezden gelmeliyim derken artık herşeyi görmezden gelmeye başlarken, hatta artık bir körden farksız olup hiçbirşeyi görememek. Hata yapmanın sıradanlaştığı ve doğru birşeyin kar fırtınasının arasında doğan güneş gibi biraz umut vermesi ama bilmeyen şey o güneşin daha çok kar topladığıydı. Her kar tanesinin kocaman buluttan koparak parça parça yere düşmesi gibi giderek azalıyordum. Bulut hiç bitmezken, ben bitiyordum işte. Her kar tanesi farklıyken, benim kopan her tanem neredeyse birbirinin aynısıydı. Yere düşen her tane sonra tekrar buluta geri dönüp tekrar tekrar kopuyordu. Bende de durum farklı değildi aslında.

Gittiğim yolu değiştirme zamanı değiştirme zamanı gelmişti. Biraz olsun uzaklara gidip gelmek iyi olacaktı. Masaldaki gibi arkada küçük küçük birşeyler bırakarak yollar katederken, kuşlar o taneleri yiyip, geldiğim yolu bana unuttururken günler de geçiyordu. Bunun için miydi peki. Geride bıraktığım parçaları bir daha bulamayacağımı biliyordum, bilmemezlikten geldim, gelmek istedim, ya da isteğimin dışında oldu.

Biliyorum ki bunların hiç birinden birşey çıkarılabilir gibi değil. Rengarenk bir dünya, kar fırtınasında griye dönüşmüşken, belki de kar taneleri gibi değil de yağmur damlaları gibi görmek gerekir değil mi birbirinin aynısı damlalar. Bakınca kendini görüyorsun. Kopan her parça sensin. Sonrasında düşen damlaları geri toplayan bir güneş ve çocukça umut veren gökkuşağı. Renk körü olmayı seçenler için birşey değişmiyor umut için.

Ama tüm bunları yapmayı seçtikten sonra artık yolun sonundaki Harikalar Diyarı'na başlayan yolculuğun bitip bitmeyeceğini görmek için daha zaman var.