Ben sıcağa sıcak demem elim yanmadıkça
Sıcaklığı benim vücut sıcaklığımdan bir veya bilemedin 3,5 derece fazla olan herşeyden çekinirim. Elimi yakar, koluma sıçrar, ağzım, dilim yanar, hatta bazen (genellikle de sabahları) çayı ilk içtiğinizde dilinizde garip birşey oluyor ya ondan irkilirim ben. Elimle 15 santigrat derecenin üstünde bir sıcaklıkta olan nesnelere dokunurken çekingen davranırım. İnsan vücudu 36,5 derece zaten insana dokununca elin yanıyo mu manyak diyenlere de beni böyle sevin diyorum. Çizgiyi geçen her top gol değeri kazanmaz ki.
Eliyle çok sıcak şeyleri ki bunlar ince belli bardaklar, çaydanlıklar, tencereler, tencere içinde kalmış metal alaşımlı kepçe veyahut spatulalar, tavalar, fırından yeni çıkmış ekmek, poğaça hatta simitleri hiç zorlanmadan, sanki cornetto tutarmış gibi rahatçasına tutan insanlardan da çekinirim. Nasıl oluyor da elleri yanmaz, hiç mi canları yanmaz, can acısı nedir bilmezler, nasıl bir irade, nasıl bir fizik-kondisyon aman allahım.. İnsan değilsiniz siz ha.. Benim elim yanar. 32 tane elbezi, peçete veya kıyafetimin kollarını ellerime siper ederek tutarım ancak. Okulda çay alırken iki bardak üstüste alırım, farım da açık olur yolum da!..
Evlerde eskiden sobalar vardı hatırlıyor musunuz bilmiyorum. Onun yanına yaklaşma tehlikesi hep olurdu. "Crime Scene Do not Cross" (Türkçe meali: Suç Mahali, sarı çizgiyi geçmek tehlikeli ve yasaktır. Gereksiz kullananlar hakkında hukuki işlem yapılacaktır.) gibi sarı bir şerit çekmedikçe ki çeksen neye yarar çocuğa daha ilgi çekici gelir hatta. Hep ürkerdim o sobadan, bi yerim değse nasıl olur diye felaket senaryolar filan.. Ben çocukken yazısı konusu gibi işte.
Ütü mesela acayip tehlikeli, gerekmedikçe eve sokulmaması gereken bir tehlike çemberi bence. Yeni ütülenmiş birşeyi çıplak ten üzerine giymek ilginç bir deneyim. acıtıyo..Manyak mısın giyiyosun. Hiç mi sıcak yakmıyo seni insafsız.. Ben oynamıyorum ya!..
Ama hayatta en sevdiğim 4562123 şeyin arasında kesinlikle kibrit var.
acı eşiğiyle ilgili şeyler bunlar eroy bey =)